|
|||||||||||||||||||||
|
m. 635- ihtiyaten farz olarak, ِlünün yanında sesi fazla yükseltmemek gerekir. vahŞet namazim. 636- cenazenin kabre konulduğu ilk gece, şu tarife gِre ِlü için iki rek'at vahşet namazı kılmak müstehaptır: birinci rek'atte fatiha'dan sonra bir defa ayet'el-kürsi ve ikinci rek'atte fatiha'dan sonra on defa kadir suresi okunur ve namazın selamından sonra şِyle denir; buradaki filan kelimesi yerine meyyitin ismi sِylenir. m. 637- vahşet namazı, kabrin ilk gecesinin her anında kılınabilir. ama gecenin evvelinde ve yatsı namazının arkasından kılmak daha iyidir. m. 638- eğer cenazeyi uzak bir şehre gِtürmek isterlerse veya başka bir sebeple onun defni gecikirse, vahşet namazını da mezara konulduğu ilk geceye kadar ertelemelidirler. mezari açmakm. 639- müslüman’ın kabrini açmak, çocuk veya deli bile olsa haramdır. ama eğer bedeni çürümüş ve toprak olmuşsa sakıncası yoktur. m. 640- imam-zadelerin, şehitlerin, ulemanın ve salihlerin kabirlerini üzerinden yıllar bile geçse, açmak haramdır. m. 641- mezarı açmak birkaç durumda haram değildir: 1- cenaze gasp edilmiş bir yerde gِmülmüş olur ve yer sahibi de onun orda kalmasına razı olmazsa. 2- kefen ya da meyyitle defnedilen başka bir şey gasp edilmiş olur ve onun kabirde kalmasına sahibi rıza gِstermezse. eğer meyyitin malından olup mirasçılara intikal etmiş olan bir mal meyyitle birlikte gِmülürse ve mirasçılar onun kabirde kalmasına razı olmazlarsa, eğer kuran, dua, yüzüğün kendisiyle defnedilmesini vasiyet etmişse ve bunlar da malının üçte birinden fazla olmazsa bunları çıkarmak için kabri açamazlar. 3- meyyit gusülsüz veya kefensiz defnedilmiş olursa, ya da guslünün batıl olduğunu veya sert usûllere uygun kefenlenmediğini yahut onu kabirde yüzü kıbleye taraf koymadıklarını arılarlarsa. 4- bir hakkın ispatlanması için meyyitin bedenini gِrmek isterlerse. 5- meyyiti; kâfir mezarlığına veya toz-toprak ve pislik dِkülen bir yere defnetmek gibi kendisine saygısızlık olan bir yere defnederlerse. 6- karnında canlı çocuk olduğu halde defnedilen hamile bir kadının çocuğunu çıkarmak gibi, şer'i yِnden ِnemi, mezarı açmaktan daha üstün olan bir konu için açmak gerekirse. 7- meyyitin bedenini, yırtıcı hayvanın parçalayacağından, sel gِtüreceğinden veya düşman çıkacağından korkarlarsa. 8- meyyitin bedeninden olup kendisiyle defnedilmemiş bir parçayı defnetmek isterlerse, ama ihtiyaten farz olarak, o parçayı, meyyitin bedeni gِrülmeyecek şekilde mezara koymalılar. müstehap gusüllerm. 642- mukaddes islâm şeriatta müstehap gusüller çoktur. onlardan bazıları şunlardır: 1- cuma guslü: vakti cuma günü sabah ezanından ِğle ezanına kadardır, ِğleye yakın yapılması daha iyidir; eğer ِğleye kadar yapılmamışsa edâ ve kaza niyeti etmeksizin cuma'nın ikindi vaktine kadar yerine getirmek iyidir. eğer cuma günü gusül yapmazsa cumartesi gününün sabahından güneş batıncaya kadar kazasını yapmak ihtiyattır. cuma günü su bulamayacağından korkan kimse perşembe günü cuma guslünü yerine getirebilir. eğer cuma gecesi (perşembe gününün gecesi), âlemlerin rabb’inin matlubu olduğu ümidiyle guslü yerine getirirse sahihtir ve insanın cuma guslü esnasında şunu okuması müstehaptır: 2- ramazan ayının ilk gecesi ve ramazan ayında üçüncü, beşinci ve yedinci geceler gibi bütün tek gecelerin guslü müstehaptır, ama yirmi birinci geceden itibaren bütün gecelerde gusletmek müstehaptır. birinci, on beşinci, on yedinci, on dokuzuncu, yirmi birinci, yirmi üçüncü yirmi beşinci, yirmi yedinci, yirmi dokuzuncu geceleri için gusletmek daha fazla tavsiye edilmiştir. ramazan gecelerinin gusül vakti gecenin tamamıdır, güneşin batışına yakın yapılması daha iyidir ama yirmi birinci geceden ayın sonuna kadar akşam namazı ile yatsı namazı arasında gusletmesi daha iyidir. yine yirmi üçüncü gece, gecenin evvelinde yapılan gusülden başka bir de gecenin sonunda gusül yapmak müstehaptır. 3- ramazan bayramı ve kurban bayramı gününün guslü; vakti, sabah ezanından güneş batışına kadardır, bayram namazından ِnce yerine getirmek daha iyidir. eğer ِğleden güneş batışına kadar yaparsa, reca maksadıyla yapması ihtiyattır. 4- ramazan bayramı gecesi (bayramdan ِnceki gece) guslü; vakti, güneşin batışından sabah ezanına kadardır, gecenin evvelinde yerine getirmek daha iyidir. 5- zilhicce'nin sekizinci ve dokuzuncu günlerinin guslü, dokuzuncu günde ِğleye yakın yapmak daha iyidir. 6- recep ayının birinci, on beşinci, yirmi yedinci ve son gününün guslü. 7- kadir bayramı günü guslünü; ِğleden ِnce yapmak daha iyidir. 8- zilhiccenin yirmi dِrdüncü gününün guslü. 9- nevruz bayramı günü; Şaban'ın on beşinci, rabiülevvel'in dokuzuncu ve on yedinci ve zilkade'nin yirmi beşinci günü yapılan gusüller, reca kasdıyla yapılsın. 10- yeni doğmuş çocuğa verilen gusül. 11- kocasından başkası için güzel koku süren kadının guslü. 12- sarhoşluk halinde uyuyan kimsenin guslü 13- bedeninden bir yeri, gusül verilmiş meyyitin bedenine süren kimsenin guslü. 14- güneş ve ay tamamen tutulduğu halde, güneş ve ayın tutulma zamanı kasden ayat namazı kılmayan kimsenin guslü; ama bu güneş ve ayın tamamen tutulduğu durumdadır. 15- dara asılmış kimseyi gِrmek için giden ve onu gِren kimsenin gusletmesi. ama çaresizlikten veya tesadüfen gِzü takılırsa ya da şahitlik yapmak için gitmiş olursa gusletmesi müstehap değildir. m. 643- mekke'nin haremine, mekke şehrine, mescid- ul haram'a, medine haremine, medine şehrine, peygamber'in (s.a.a) mescidine ve imamların -aleyhisselam- haremine girmeden ضnce gusletmek müstehaptır, eğer bir günde bir kaç defa müşerref oluyorsa bir gusül yeterlidir. bir kimse, eğer bir günde mekke haremine ve mescidu'l- haram'a ve kabe'ye girmek isterse hepsini niyet ederek bir gusletmesi yeterlidir. yine eğer bir günde medine'nin haremine, medine şehrine ve peygamber'in mescidine girmek isterse bir gusül hepsi için yeterlidir. peygamber (s.a.a) ve imamları (s.a) uzaktan veya yakından ziyaret etmek için, allah-u teala'dan hacet istemek için, tِvbe etmek, ibadette neşat kazanmak için, yolculuğa çıkmak, ِzellikle seyyid'üş-Şüheda hz. hüseyin (s.a)nin ziyaretine çıkılan yolculuk için gusletmek müstehaptır. eğer bu meselede sِylenilen gusüllerden birini yaptıktan sonra abdesti bozan bir işi yapar, mesela, uyursa guslü batıl olur; tekrar gusletmesi müstehaptır. m. 644- insan, müstehap gusülle namaz gibi abdesti gerektiren bir işi yapamaz. m. 645- eğer insana bir kaç gusül müstehap olur ve hepsine niyet ederek bir gusül yaparsa yeterlidir. teyemmümyedi yerde abdest ve gusül yerine teyemmüm yapılmalıdır: birincisi:abdest veya gusle yetecek kadar su temin etmek mümkün olmazsa. m. 646- însan bayındır yerlerde olursa, abdest ve gusül suyu bulabilmek için ümidi kesilinceye kadar aramalıdır, eğer çِlde olursa, dereli tepeli veya ağaçlık olursa veya başka sebeplerle geçilmesi zor yerler olursa eski zamanlarda yayla atılan bîr ok mesafesi kadar her dِrt tarafa su aramak için gitmesi gerekir, eğer su aranan yer bِyle değilse her dِrt tarafa iki ok atımı mesafe kadar gidip su aramak gerekir. m. 647- dِrt taraftan bir kısmı düzlük ve diğer kısmı dereli tepeli olur veya oralardan geçmek müşkül olursa, düzlük olan tarafa iki ok atımı ve bِyle olmayan tarafa ise bir ok atımı gidip su aramak gerekir. m. 648- su olmadığına yakin edilen tarafı aramak gerekmez. m. 649- namaz vakti dar olmayan ve su temini için vakti olan kimse, araması gereken yerden biraz uzakta su olduğuna yakin ederse, bir engel olmadığı ve meşakkat de bulunmadığı takdirde su temini için oraya gitmesi gerekir; eğer su olduğunu zannederse, oraya gitmesi gerekmez; ama eğer kanaat getirirse, ihtiyaten farz olarak su temini için oraya gitmesi gerekir. m. 650- su aramak için insanın kendisinin gitmesi gerekmez; sِzüne itimat ettiği birisini de gِnderebilir; bu durumda bir kişi, bir kaç kişi tarafından da gidebilir. m. 651- eğer kendi yolculuk eşyasının içinde veya evde veya kafilede su olduğuna ihtimal verirse, suyun olmadığından yakin edinceye veya onun bulunmasından ümidi kesilinceye kadar araması gerekir. m. 652- namazdan ِnce aradığı halde su bulamaz ve namaz vaktine kadar orada kalırsa, yeniden su peşine gitmesi gerekmez. m. 653- namaz vakti girdikten sonra aramaya baslar ve su bulamazsa ve ِbür namaz vaktine kadar orada kalırsa ve su bulacağına ihtimal verirse ihtiyaten farz olarak yeniden su aramalıdır. m. 654- yırtıcı hayvandan veya hırsızdan malı ve canı için korkarsa veya su aramak tahammül edilmeyecek kadar zor olursa veya namaz vakti, hiç bir şekilde su arayamayacağı kadar dar olursa su aramak gerekmez. m. 655- namaz vakti dar oluncaya kadar su arama peşinde gitmezse günah işlemiştir; ama namazı teyemmümle sahihtir. m. 656- su bulamayacağına yakini olan bir kimse, eğer su peşinde gitmez de teyemmümle namaz kılarsa ve namazdan sonra da, su aramış olsaydı bulabilecek durumda olduğunu anlarsa namazı batıldır. m. 657- su arayıp bulmadıktan sonra teyemmümle namaz kılar ve namazdan sonra, aradığı yerde suyun olduğunu anlarsa namazı sahihtir. m. 658- namaz vakti girdikten sonra abdestli olur ve abdestini bozduğunda su bulamayacağını bilirse, eğer abdestini koruyabilirse bozmamalıdır. m. 659- namaz vaktinden ِnce abdesti olur ve abdestini bozduğunda su temin etmesinin mümkün olmayacağını bilirse, abdestini muhafaza edebilecekse ihtiyaten farz olarak abdestini bozmamalıdır. m. 660- yalnızca abdest veya gusül için yetecek kadar suyu olan kimse onu dِktüğünde su bulamayacağını bilirse, namaz vakti girdiğinde onu dِkmesi haramdır ve namaz vaktinden ِnce de ihtiyaten farz olarak onu dِkmemelidir. m. 661- su bulamayacağını kendisi bilirse, namaz vakti girdikten sonra abdestini bozar veya yanında olan suyu dِkerse günah işlemiştir; ama o namazı kaza etmesi ihtiyaten müstehap olmasıyla birlikte namazı teyemmümle sahihtir. ikincisi:m. 662- ihtiyarlık veya hırsız ve canavar korkusu veya benzeri bir sebepten veya kuyudan su çekmek için bir aracın bulunmaması yüzünden su elde edemezse teyemmüm etmelidir. m. 663- kuyudan su çekmek için kova, ip ve benzeri bir şey gerekir de satın almaya veya kiralamaya mecbur olursa, onun fiyatı normalin birkaç misli fazla bile olsa temin etmesi gerekir. eğer suyu kaç kat fazlaya satarlarsa hüküm aynıdır. ama eğer bunları hazırlamak onun maddi durumuna zarar verecek kadar paraya gerek varsa alması farz değildir. m. 664- su almak için borç almak zorunda bile kalsa, borç etmeli; ama borcunu ِdeyemeceğini bilen veya zanneden kimsenin borç etmesi farz değildir. m. 665- kuyu kazmanın meşakkati olmazsa, su temin etmek için kuyu kazmak ihtiyaten farzdır m. 666- eğer bir kimse minnetsiz olarak kendisine bir miktar su bağışlarsa, kabul etmelidir. üçüncüsü:m. 667- su kullanmaktan kendi canına korkarsa veya su kullanma nedeniyle hasta olacağından ya da bir kusur meydana geleceğinden veya hastalığının uzayacağından, şiddetleneceğinden veya tedavisinin güçleşeceğinden korkarsa teyemmüm etmelidir. ama sıcak su ona zarar vermiyorsa, sıcak suyla abdest almalı veya gusletmelidir. m. 668- suyun kendisi için zarar vereceğine yakin etmesi gerekmez; eğer zarar vereceğine ihtimal verirse ve onun ihtimali de halkın nazarında yerinde bir ihtimal sayılır ve bu ihtimalden de kendisi için korku hasıl olursa teyemmüm etmelidir. m. 669- gِz hastalığına tutulan kimse için su zararlı ise teyemmüm etmelidir. m. 670- abdest almanın zarar vereceğine yakin etmesi yüzünden veya zarar korkusundan teyemmüm eder ve namazdan ِnce suyun, kendisi için zararlı olmadığını anlarsa teyemmümü batıl olur eğer namazdan sonra anlarsa namazı sahihtir. m. 671- kendisi için suyun zararlı olmadığını bilen kimse, eğer gusledip abdest aldıktan sonra suyun, kendisi için zararlı olduğunu anlarsa gusül ve abdesti sahihtir. dِrdüncüsü:m. 672- suyu, abdest veya gusül için kullandığı takdirde kendisinin, ailesinin ve çocuklarının, arkadaşının veya erkek ve kadın hizmetçi gibi kendi emri altında olanların susuzluktan ِleceğinden veya hasta olacağından veya katlanılması meşakkatli olacak kadar sınayacaklarından korkarsa abdest ve gusül yerine teyemmüm etmelidir. yine kendi hayvanı veya kendisinin olmayan hayvanın telef olacağından korkarsa suyu ona verip teyemmüm etmelidir. aynı şekilde, canının korunması farz olan bir kimsenin su verilmediği taktirde ِlme tehlikesi olursa suyu ona verip teyemmüm yapmalıdır. m. 673- eğer abdest veya gusül için olan temiz sudan başka, kendisi ve kendi emrinde olanların içeceği kadar necis su da olursa, temiz suyu içmek için bırakmalı ve namazı teyemmümle kılmalıdır. ama eğer suyu, hayvana vermek isterse necis suyu vermeli ve temiz suyla da abdest ve gusül almalıdır. beşincisi:m. 674- beden veya elbisesi necis olan bir kimsenin az miktarda suyu olur ve bununla abdest alır veya guslederse, beden veya elbisesini yıkamaya su kalmazsa, suyla beden veya elbisesini yıkayıp teyemmümle namaz kılması gerekir. ama eğer üzerinde teyemmüm edilecek bir şey bulunmazsa, suyu, abdest veya gusül için kullanmalı ve necis beden veya elbiseyle namaz kılmalıdır. altıncısı:m. 675- kullanılması haram olan su veya kaptan başka su veya kap bulunmazsa -mesela, su veya kap gasp edilmiş olur ve ondan başka su veya kap da bulunmazsa- abdest veya gusül yerine teyemmüm etmelidir. yedincisi:m. 676- abdest veya gusül alması namazın tamamının veya bîr kısmının, vaktinden sonraya kalmasına sebep olacak şekilde vakit dar olursa, teyemmüm etmelidir. m. 677- namazını kasten abdest veya gusül için vakti kalmayacak kadar geciktirmişse günah işlemiştir; ama namazı teyemmümle sahihtir bununla birlikte o namazın kazasını kılmak da ihtiyaten müstehaptır. m. 678- abdest aldığında veya gusül ettiğinde namaz için vakit kalıp kalmayacağında şekke düşen kimse teyemmüm etmelidir. m. 679- vakit darlığı yüzünden teyemmüm eden kimse, eğer elinde bulunan su namazdan sonra elinden çıkarsa teyemmümünü bozmazsa bile teyemmüm yapması gerektiğinde yeniden teyemmüm etmelidir. m. 680- suyu olan kimse, vaktin dar olması yüzünden teyemmümle namaz kılmaya başlar ve namaz esnasında mevcut olan suyu elinden çıkarsa sonraki namazları o teyemmümle kılamaz ve yeniden teyemmüm alması gerekir. m. 681- eğer insanın abdest alacak veya gusül edecek ve namazları da ikamet ve kunut gibi müstehap amelleri yapmaksızın kılabilecek kadar vakti varsa, gusül edip veya abdest alıp müstehap amelleri yapmaksızın namaz klimalıdır. hatta sure okuyacak kadar vakti olmasa bile, gusül edip veya abdest alıp namazı sure'siz kılmalıdır. teyemmüm etmenin sahih olduĞu Şeylerm. 682- toprağa, çakıla, keseğe ve taşa, temiz oldukları taktirde teyemmüm sahihtir, tuğla ve testi gibi pişmiş çamura da sahihtir. m. 683- kireç taşı, alçı taşı, siyah mermer taşı ve diğer taş cinsleri üzerine teyemmüm sahihtir, ama akik ve firuze taşı gibi cevherler üzerine teyemmüm batıldır, ihtiyaten farz olarak, pişmiş kireç ve alçıya da teyemmüm etmemelidir. m. 684- eğer toprak, çakı), kesek ve taş bulunmazsa, elbise, yaygı veya benzeri şeyler üzerinde bulunan toza- toprağa teyemmüm etmelidir eğer toz bulunmazsa çamura teyemmüm etmelidir. eğer çamur da bulunmazsa, ihtiyaten müstehap olarak namazı teyemmümsüz kılmalı ve ihtiyaten sonradan onu kaza etmelidir. m. 685- eğer yaygı ve benzerini silkerek toprak elde edebilecekse tozla teyemmüm batıldır, ve eğer çamuru kurutup ondan toprak elde edebilecekse çamurla teyemmüm batıldır. m. 686- suyu olmayıp kar veya bozu bulunan kimse, eğer mümkünse onu eritmeli ve onunla abdest almalı veya gusletmelidir bu mümkün olmazsa ve üzerine teyemmüm05;ldır, ve eğer çamuru kurutup ondan toprak elde edebilecekse çamurla teyemmüm batıldır. m. 686- suyu olmayıp kar veya bozu bulunan kimse, eğer mümkünse onu eritmeli ve onunla abdest almalı veya gusletmelidir bu mümkün olmazsa ve üzerine teyemmüm sahih olacak bir şey de bulunmazsa, ihtiyaten müstehap olarak namazı abdestsiz ve teyemmümsüz kılar ve ihtiyaten farz olarak sonradan kaza eder. m. 687- toprak ve çakıl, üzerine teyemmüm batıl olan saman ve benzeri bir şeyle karışık olursa onunla teyemmüm yapılmaz; ama o şey, toprak ve çakıl içinde yok sayılacak kadar az olursa, o toprak ve çakıla teyemmüm sahihtir. m. 688- üzerine teyemmüm yapılacak bir şey bulunmazsa; eğer mümkünse satın alarak veya benzeri bir yolla temin etmelidir. m. 689- çamur duvara teyemmüm sahihtir, ihtiyaten müstehap olarak kuru toprak veya yer bulundukça, nemli toprak ve yere teyemmüm edilmemelidir. m. 690- üzerine teyemmüm edilecek şey temiz olmalıdır; eğer üzerine teyemmüm sahih olan temiz bir şey bulunmazsa, namaz ona farz olmaz, ama ihtiyaten müstehap olarak abdestsiz ve teyemmümsüz namazı kılmalı ve ihtiyaten farz olarak kazasını da kılmalıdır. m. 691- bir şeyin üzerine teyemmümün sahih olduğuna yakin eder ve ona teyemmüm eder de sonradan, onunla teyemmüm etmenin batıl olduğunu anlarsa, o teyemmümle kıldığı namazları yeniden kılması gerekir. m. 692- üzerine teyemmüm edilen şeyin gasp edilmiş olmaması gerekir. m. 693- gasp edilmiş havada teyemmüm batıl değildir. mesela, eğer kendi mülkünde ellerini toprağa vurur, izin almaksızın başka birinin mülküne girer ve ellerini alnına sürerse teyemmümü batıl olmaz. m. 694- teyemmüm edilen yerin gasp edilmiş olduğunu bilmezse veya unutursa, unutan gasp edenin kendisi bile olsa, teyemmümü sahihtir. m. 695- gasp edilmiş bir yerde hapis olan kimse, eğer su ve toprak gasp edilmiş ise, teyemmümle namaz kılmalıdır. m. 696- üzerine teyemmüm edilen şeyin, ele yapışacak tozu olması müstehaptır. üzerine elleri vurduktan sonra tozların dِkülmesi için elleri silkmek de müstehaptır. m. 697- çukur yere, caddedeki toprağa ve üzerini tuz kaplamamış olan tuzlaya teyemmüm etmek mekruhtur, eğer üzerini tuz kaplamış olursa batıl olur. teyemmümün usulüm. 698- teyemmümde dِrt şey farzdır: 1- niyet. 2- iki elin içini birlikte teyemmüm sahih olan bir şeyin üzerine vurmak 3- iki elin içini bütün alna ve iki tarafına, kılların çıktığı yerden kaşlara ve burnun üst kısmına kadar çekmek. ihtiyaten farz olarak eller, kaşların üzerinden de çekilmelidir. 4- sol elin içini sağ elin arkasının tamamına çekmek ve ondan sonra sağ elin içini sol elin arkasının tamamına çekmek. m. 699- gusül yerine yapılan teyemmüm ile abdest yerine yapılan teyemmümün farkı yoktur. ama ihtiyaten müstehap olarak gusül yerine yapılan teyemmümde elini iki defa toprağa veya teyemmüm edilen şeye vurmalıdır. Şِyle ki, bir defa ellerin yere vurup alnına çekmeli, ikinci defa vurup ellerin üzerine çekmelidir. hatta ihtiyaten müstehap olarak abdest yerine yapılan teyemmümde de ellen iki defa yere vurmalıdır. hatta daha iyisi üç defa yere vurmakla teyemmüm yapmaktır. iki defa peş peşe elleri yere vurup alnına çekmeli ve bir defa da yere vurup ellerinin üzerine çekmelidir. teyemmüm hükümlerim. 700- ister kasten veya meseleyi bilmemek yüzünden ister unutarak olsun, alnın ve ellerin arkasından bir kısmını meshetmezse teyemmüm batıldır. ama fazla dikkate de gerek yoktur, bütün alın ve ellerin arkasını mesnetti denilecek şekilde meshetmesi yeterlidir. m. 701- ellerin arkasının tamamen meshedildiğine yakın edebilmek için bileğin üstünden bir miktarı da meshetmeli, ama parmakların arasını meshetmek gerekmez. m. 702- ihtiyaten farz olarak alnı ve ellerin arkasını yukarıdan aşağıya meshetmeli ve teyemmüm işlerini de peş peşe yerine getirmelidir. onların arasında, teyemmüm ediyor denmeyecek kadar fasıla bırakırsa batıl olur.
|