Büyük Taklit Mercii
   Hayat Öyküsü
   Eserleri
   Ahkam ve Fetvalar
   Mesajlar
   Gençler İçin İlmihal
   Resimler
   Soru ve Cevaplar
   Alimlerin Hayat
   Vucuhat hakkında

   E-Mail Listing:


 
Back Index Next

m. 1386- eğer yolcu seferî namazın ِzelliklerinden bazısını bilmiyorsa, mesela, dِrt fersahlık bir yola gidip o gün veya o gece geri dِneceği halde namazı seferî kılması gerektiğini bilmezse, dِrt rekat kılma niyetiyle dِrt rekatlı bir namaza başlar ve üçüncü rekatın rükusundan ِnce hükmü anlarsa, namazı iki rekat olarak tamamlamalıdır. eğer rüku'da anlarsa namazı batıldır. bir rekatlık vakit bile kalsa namazı seferî olarak kılmalıdır.

m. 1387- namazı tam kılması gereken bir yolcu, meseleyi bilmemesi nedeniyle, iki rekat kılmak niyetiyle namaza başlar ve namazdayken hükmü anlarsa; bu durumda namazı dِrt rekat olarak tamamlamalıdır, namazı tamamladıktan sonra, aynı namazı dِrt rekat olarak yeniden kılması ihtiyaten müstehaptır.

m. 1388- namazını kılmamış bir yolcu, vakit geçmeden vatanına veya on gün kalacağı bir yere ulaşırsa namazını tam kılmalıdır. yolcu olmayan bir kimse de vaktin evvelinde namaz kılmayıp yola çıkarsa, yolda namazım seferî kılmalıdır.

m. 1389- namazlarını seferî kılması gereken bir yolcunun ِğle, ikindi veya yatsı gibi namazı kazaya kalmışsa, onu -yolculuk dışında bile- kaza etmek isterse iki rekat olarak yerine getirmelidir. yolcu olmayan bir kimse ise bu üç namazdan biri kaza olmuşsa yolculukta bile kazasını kılmak isterse, dِrt rekat olarak kaza etmelidir.

m. 1390- yolcunun seferî kıldığı her namazdan sonra otuz defa "subhanellahi velhamdulillahi velailahe illellahu vellahu ekber" demesi müstehaptır;

kaza namazi

m. 1391- farz namazını, namazın bütün vakti süresince uykuda olmak veya sarhoş bulunmak nedeniyle bile olsa, vaktinde kılamayan kimse onu kaza etmelidir. fakat kadının hayız ve nifas halinde kılamadığı günlük namazların kazası yoktur.

m. 1392- namazın vakti geçtikten sonra, kıldığı namazın bani olduğunu anlarsa, o namazı kaza etmelidir.

m. 1393- eğer çocuk, bir rekat namaz kılabilecek kadar bir süre bile olsa, vaktin sona ermesinden ِnce buluğa ererse, namaz edâ olarak ona farz olur ve eğer kılmazsa onun kazası üzerine farz olur. hayızlı veya nifaslı olan kadın da vaktin sona ermesinden ِnce mazereti bertaraf olursa aynı hükmü taşır.

m. 1394- üzerine cuma namazı farz olan bir kimse, eğer onu vaktinde kılmazsa, ِğle namazı kılmalıdır. eğer ِğle namazını da kılmazsa ِğle namazını kaza etmelidir.

m. 1395- farz namazların kazası ister seferi olsun, ister seferi olmasın, gece ve gündüzün her vaktinde yerine getirilebilir. ama eğer seferi olmadığı zaman seferde kazaya kalan namazlarını kaza etmek isterse, onları seferi olarak kaza etmeli ve eğer seferde olduğu bir sırada seferi olmadığı zaman kazaya kalan namazlarını kaza etmek isterse, onları tam olarak kaza etmelidir.

m. 1396- eğer namaz, mescid-ül haram gibi, insanın namazı seferi ve tam kılmak arasında serbest olduğu yerde kazaya kalırsa, ihtiyaten farz olarak eğer mükellef onu o yerlerin dışında kaza etmek isterse, seferi olarak kaza etmelidir ve eğer o yerlerin kendisinde kaza etmek isterse, seferi ve tam olarak kaza etmek arasında serbesttir.

m. 1397- üzerine kaza namazı farz olan kimse, onu kılmakta gevşek davranmamalı, ama hemen yerine getirmesi de farz değildir.

m. 1398- üzerine kaza namazı farz olan bir kimse, müstehap namaz kılabilir.

m. 1399- ihtiyaten farz olarak günlük namazların kazası tertip üzere kılınması gerekir. yine, ِğle ve ikindi namazı gibi tertip üzere kılınması gereken namazların kazasını da tertip üzere yerine getirmek gerekir.

m. 1400- ayât namazı gibi günlük olmayan bir kaç namazın kazasını kılmak isterse veya günlük namazlardan birini ve günlük olmayan namazlardan da bir kaçını kaza etmek isterse, onları tertip üzere kılması gerekmez.

m. 1401- kazaya kalan namazlarının hangisinin daha ِnce olduğunu bilmeyen kimsenin, tertip sağlanacak

şekilde kaza etmesi gerekmez; hangisini isterse ِnce kaza edebilir.

m. 1402- bir meyyitin kaza namazlarını kılmak için ecir tutmak isterlerse, mirasçılar kazaya kalan namazlarının tertibini biliyorlarsa, tertibin gِzetilmesi gerekir. dolayısıyla; meyyitin, namazlarım kılmak için bir kaç kişiyi aynı vakitte ecir tutmak doğru değildir. onların her biri için bir vakit tayin etmek gerekir.

m. 1403- kazaya kalan namazlarının sayısını bilmeyen kimse, mesela, dِrt namazının mı, beş namazının mı kazaya kaldığını bilmiyorsa, az miktarı kaza ederse yeterlidir. ama eğer ِnce sayısını bildiği halde sonra unutmuşsa, ihtiyaten farz olarak çok miktarı kılmalıdır.

m. 1404- edâ namazını kılmak istediği günden üzerine kaza namazı farz olan kimse, ihtiyaten farz olarak o kaza namazım edâ namazından ِnce kılmalıdır.

m. 1405- insan hayatta olduğu müddetçe, kendi namazlarının kazasını kılmaktan aciz bile olsa, başka bir kimse naip olarak onun namazlarını kaza edemez.

m. 1406- kaza namazı cemaatle kılınabilir; bu konuda, cemaat imamının namazının edâ ve kaza olması arasında fark yoktur. her ikisinin aynı namazı kılması da gerekmez. mesela, sabah namazının kazasını ِğle veya ikindi namazını kılan bir imamla kılmasının sakıncası yoktur.

m. 1407-"mümeyyiz olan bir çocuğu, yani iyiyi, kِtüyü anlayan çocuğu namaz kılmaya ve diğer ibadetlere alıştırmak müstehaptır. hatta onu, kılmadığı namazları kaza etmeye sevk etmek müstehaptır.

büyük oĞul üzerine farz olan babanin kaza namazlari

eğer baba, bir mazeret nedeniyle namazını kılmamış olursa, ِlümünden sonra büyük oğla o namazların kazasını şahsen yerine getirmesi veya başkasını bu iş için ecir tutması farzdır. yine eğer babası hastalık veya yolculuk nedeniyle orucunu tutmamış olur ve kendisi hayattayken kaza edecek durumda imişse, babasının ِlümünden sonra büyük oğlun onu kaza etmesi gerekir.

m. 1408- ihtiyaten farz olarak, büyük oğul, annesinin kazaya kalan namaz ve orucunu kaza etmelidir.

m. 1409- büyük oğla, baba ve annesinin kendilerine ait namazlarının kazası farzdır, ama ecir olmak yoluyla onlara farz olan namazların veya onların baba ve annelerinden üzerlerine farz olan namazlarının kazası farz değildir.

m. 1410- ضldüğü zaman meyyitin herkesten büyük olan oğlunun oğluna, meyyitin namazlarını kaza etmek farz değildir. ama eğer, meyyitin hiç çocuğu yoksa, meyyitin namazlarım kaza etmesi ona ihtiyaten farzdır.

m. 1411- baba veya annesi ِldüğü zaman büyük oğlun buluğa ermiş olması gerekmez. o zaman çocuk bile olsa, buluğa erdikten sonra kaza etmesi gerekir. eğer o çocuk buluğa ermeden ِnce ِlürse sonraki çocuğa farz değildir.

m. 1412- eğer çocuklardan biri yaş bakımından büyük olur ve diğeri ise buluğa erme bakımından büyük olursa (daha çabuk baliğ olursa) namazı kaza etmek birinci çocuğa farz olur.

m. 1413- büyük oğlun meyyitin mirasçısı olması gerekmez. hatta eğer katletmek veya kafir olmak gibi mirasçılığa engel olan nedenlerden biri dolayısıyla mirastan men edilmiş olsa bile kaza etmesi farzdır.

m. 1414- eğer çocuklardan hangisinin büyük oğul olduğu bilinmezse; -baba ve annenin namaz ve oruçlarını- kaza etmek onların hiç birisinin üzerine farz olmaz. fakat onların namaz ve oruçlarını kendi aralarında bِlüştürmeleri veya onları yerine getirmek için aralarından birini kur'a çekerek tayin etmeleri ihtiyaten müstehaptır.

m. 1415- eğer ِlen kimse namaz ve orucunun kazası için ecir tutulmasını vasiyet etmişse; ecir onları sahih bir şekilde yerine getirdikten sonra, artık büyük oğul üzerine bir şey farz değildir. yine eğer biri ücretsiz olarak meyyitin oruç ve namazlarını kaza ederse hüküm aynıdır.

m. 1416- namazı sesli veya sessiz kılmak hususunda büyük oğul kendi vazifesine amel etmelidir. yani annesi tarafından kaza etse bile, sabah, akşam ve yatsı namazlarının kazasını sesli kılmalıdır.

m. 1417- eğer ikiz çocuklardan ikisi de erkek olursa, birinin nütfesi ِnce bağlanmış olsa bile ilk ِnce dünyaya gelen daha büyüktür.

m. 1418- eğer bir kimse namaz vaktinden, o namazı kılabilecek kadar bir süre geçtikten sonra ِlürse o namazın kazası büyük oğla farz olur.

m. 1419- eğer meyyitin büyük oğlu olmaz veya büyük oğlu kaza etmeden ِnce ِlürse diğerlerine kaza etmek farz değildir. ve eğer -oruç ve namazın- kaza edilmesine vasiyet etmişse malının üçte birinden -ecir tutularak- kaza edilmesi gerekir.

cemaat namazi

m. 1420- farz namazları ve ِzellikle günlük namazları cemaatla kılmak müstehaptır. sabah, akşam ve yatsı namazlarında, ِzellikle de camiye komşu olanlar ve cami'de okunan ezanı işitenlere daha çok tavsiye edilmiştir.

m. 1421- bir rivayette şِyle geçmiştir: bir kimse cemaat imamına uyarsa onların namazlarının her rekatının sevabı yüz elli namaza eşittir. eğer iki kişi uyarsa her rekatın altı yüz namaz kadar sevabı vardır. ve on kişiye ulaşıncaya kadar sayıları bِylece çoğaldıkça namazlarının sevabı da çoğalır. onların sayısı onu geçince gِkler kağıt, denizler mürekkep, ağaçlar kalem ve cinler, insanlar ve melekler yazıcı olsalar onun bir rekatının sevabını yazmaktan aciz kalırlar.

m. 1422- itinasızlık yüzünden cemaat namazına hazır olmamak caiz değildir. insanın ِzürsüz olarak cemaat namazını terk etmesi de uygun değildir.

m. 1423- insanın sabredip cemaatla namaz kılması müstehaptır. namazı, bekleyip cemaatla kılmak, vaktin evvelinde yalnız kılmaktan daha iyidir. yine çabuk kılınan cemaat namazı, ağır kılınan münferit namazdan daha iyidir.

m. 1424- cemaat namazı başladığı zaman, namazını tek (münferit) olarak kılmış olan birisinin, ikinci kere cemaatla kılması müstehaptır. sonradan ilk namazının batıl olduğunu anlarsa; ikinci namazı yeterlidir.

m. 1425- eğer imam veya me'mum, cemaatla kıldığı namazı tekrar cemaatla kılmak isterse; ikinci cemaat ve onun şahıslan ِncekilerden ayrı olur ve o imam olursa sakıncası yoktur.

m. 1426- namazda vesveseye düşen bir kimse eğer sadece cemaatla kıldığı zaman vesveseden kurtuluyorsa; namazı cemaatla kılmalıdır.

m. 1427- eğer anne veya baba kendi çocuğuna namazı cemaatla kılmasını emrederse, anne ve babaya itaat farz olduğundan cemaatle kılmalıdır.

m. 1428- yağmur yağması için kılınan istiska (yağmur isteme) namazı dışında müstehap namazlar cemaatle kılınamaz. yine ramazan ve kurban bayramı namazları da cemaatle kılınabilir.

m. 1429- cemaat imamı günlük namazlardan birini kılarken günlük hangi namaz için olursa olsun ona uyulabilir. ama imam günlük namazı ihtiyaten yeniden kılıyorsa, me'mum namazında ona uyamaz. fakat her ikisi de namazı ihtiyaten yeniden kılarlarsa ve ikisinin de ihtiyat sebebi aynı olursa, imama uyabilir.

m. 1430- eğer cemaat imamı günlük namazının kazasını kılıyorsa, ona iktida edilebilir. ama, eğer namazım ihtiyaten kaza ediyorsa veya başka birinin namazının kazasını ihtiyaten kılıyorsa ve bunun için para almamış olsa bile o imama uymak sakıncalıdır. eğer insan, imamın namazlarını kaza ettiği kimsenin kazaya kalmış namazı olduğunu bilirse, o zaman imama uyabilir.

m. 1431- eğer imam mihrap da olur ve imamın arkasında olan kimse ona uymamış ise mihrabın sağ ve solunda duran kimseler mihrabın duvarı sebebiyle imamı gِremiyorlarsa imama uyamazlar. hatta imamın arkasında birisi iktida etmiş olsa bile, iki tarafta duranlar mihrap duvarı nedeniyle imamı gِremezlerse ihtiyaten farz olarak uymaları sahih değildir

m. 1432- birinci safin uzun olması nedeniyle iki tarafta duranlar imamı gِremeseler de imama uyabilirler. yine ِbür saflardan birinin uzunluğu nedeniyle, o safin iki tarafında duran kimseler, kendi ِnlerindeki safi gِremezlerse de uyabilirler.

m. 1433- cemaatın safları caminin kapısına kadar ulaşırsa, kapının karşısında, safların arkasında namaza katılan kimsenin ve yine onun arkasında imama uyanların namazları sahihtir. fakat onun iki tarafında durup ِnceki safi gِremeyenlerin ihtiyaten farz olarak imama uymaları sahih değildir.

m. 1434- bir sütunun arkasında namaza duran kimse, sağ veya sol tarafındaki cemaat vasıtasıyla imama bağlanmıyorsa, uyamaz; ama sağ veya sol taraftan imama bağlanırsa imama uyabilir.

m. 1435- îmamın durduğu yer, cemaatın durduğu yerden daha yüksek olmamalıdır. ama eğer imamın yeri, çok az bir miktar yüksek olursa sakıncası yoktur. yine, yer meyilli olursa ve imam da yüksek tarafta durursa zemin fazla meyilli olmayıp düz denebilecek şekilde olursa sakıncası yoktur.

m. 1436- cemaatın yeri imamınkinden yüksek olursa; bir cemaat sayılacak şekilde eski zamanlarda mamul olan yükseklik miktarında olursa sakıncası yoktur. ama eğer günümüzdeki kaç kat olan apartmanlar gibi olursa cemaat sakıncalı olur.

m. 1437- bir safta duranların arasında iyi ve kِtüyü anlayan (mümeyyiz) bir çocuk fasıla olursa, onun namazının batıl olduğu bilinmedikçe iktida edilebilir.

m. 1438- imamın tekbirinden sonra, ِndeki saf namaza hazır olur ve tekbir almaları da yakın olursa, arka safta duranlar tekbir alabilirler. ama ِn saftakilerin tekbirleri tamamlanıncaya kadar sabretmeleri ihtiyaten müstehaptır.

m. 1439- ِndeki sallardan birinin namazının batıl olduğu bilinirse, arkadaki sallar uyamazlar. ama, onların namazının sahih olup olmadığı bilinmezse, uyabilirler.

m. 1440- imamın namazının batıl olduğunu mesela, imamın abdesti olmadığını bilen bir kimse imamın kendisi bilmese bile, ona uyamaz.

m. 1441- imama uyan, namazdan sonra, imamın âdil olmadığını veya kafir olduğunu veya bir nedenden dolayı namazının bâtıl olduğunu -meselâ, abdestsiz namaz kıldığını- anlarsa, imama uyanın cemaat namazı sahihtir.

m. 1442- bir kimse, namazda, me’mum un yapması gereken -imamın fatiha ve suresini dinlemek gibi- bir işi yaparken iktida edip etmediğinde şüphe ederse, namazını cemaatla tamamlayabilir. ama eğer hem imamın hem de me’mum un yapması gereken -rüku veya secde gibi- bir ameli yaparken aynı şüpheyi ederse; namazını münferit niyetle tamamlamalıdır.

m. 1443- insan, cemaat namazının arasında münferit niyeti yapabilir.

m. 1444- imam fatiha ve sureyi okuduktan sonra me'mum münferit niyeti ederse, fatiha ve sureyi okuması gerekmez. eğer fatiha ve sure tamamlanmadan ِnce münferit niyeti ederse, ihtiyaten farz olarak fatiha ve sureyi yeniden okumalıdır.

m. 1445- cemaat namazının arasında münferit niyeti ederse, ihtiyaten farz olarak ikinci kere cemaata niyet etmemelidir. ama eğer münferit kılmakla cemaat namazı kılmak arasında tereddüde düşer ve cemaatla namazı tamamlamaya karar verirse, namazı sahihtir.

m. 1446- insan niyetini münferit yapıp yapmadığında şüphe ederse, münferit niyet etmediğine karar vermelidir.

m. 1447- imam rüku'da iken iktida edip imamın rükusuna yetişirse, imamın zikri tamam olsa bile, namazı cemaatla sahihtir ve bir rekat sayılır. eğer rüku haddine kadar eğilir de imamın rükusuna yetişemezse cemaati batıldır.

m. 1448- imam rüku'da iken iktida edip rüku'a kadar eğilir de imama rüku'da yetişip yetişemediğinden şüphe ederse; namazı batıldır. ama bu namazını tamamlayıp yeniden kılması ihtiyata daha uygundur.

m. 1449- imam rüku'da iken iktida eder ve rüku miktarı kadar eğilmeden ِnce imam rüku'dan başını kaldırırsa; ya münferit niyet ederek namazını tamamlayabileceği gibi, imam ikinci rek'at için kalkıncaya kadar bekleyip onu namazının birinci rekatı da sayabilir. ama eğer imamın kalkması "bu şahıs cemaat namazı kılıyor" denmeyecek kadar uzun sürerse münferit olarak niyet etmelidir.

m. 1450- bir kimse namazın evvelinde veya fatiha ve sure okunurken iktida eder ve rüku'a gitmeden ِnce imam rüku'dan kalkarsa, namazı cemaatla sahihtir; rüku' yapıp kendini imama yetiştirmelidir.

m. 1451- imam namazın son teşehhüdünü okurken yetişip cemaat sevabını almak isteyen kimse; niyet edip iftitah tekbirini aldıktan sonra oturmalı ve teşehhüdü imamla okumalı, ama selam vermeden imamın selam vermesini beklemeli ve sonra ayağa kalkmalı ikinci kere niyet edip, tekbir almadan fatiha ve sureyi, okumalı ve bunu namazın birinci rekat! saymalıdır.

m. 1452- me'mum, imamdan ilerde durmamalıdır. ve ihtiyaten farz olarak imamdan biraz geride durmalıdır. fakat imamdan geride durduğu halde, boyu imamın boyundan uzun olduğundan dolayı rüku' ve secdede imamdan ilerde olursa sakıncası yoktur.

m. 1453- namazda imam ile me’mum un arasında perde gibi arkası gِrünmeyen bir şey bulunmamalıdır. bunun gibi, insanın imama muttasıl olmasını (bağlanmasını) sağlayan bir me'mum ile insanın arasında ضyle bir şey bulunmamalıdır. ancak, imam erkek, me'mum kadın olursa; o kadın ile imam arasında veya o kadın ile onun imama muttasıl olmasını sağlayan bir erkek me’mum un arasında perde gibi bîr şeyin bulunması sakıncasızdır. ama eğer me'mum ve imamın her ikisi de kadın olursa hükmü erkekler gibidir; yani aralarında bir şey fasıla olmamalıdır.

m. 1454- namaza başladıktan sonra imam ve me'mum arasına veya me’mum la onun imama bağlanmasını sağlayan başka bir me'mum arasında perde veya arkası gِrünmeyen başka bir şey fasıla olursa, namazı münferit olur. ve bِylece sahihtir.

m. 1455- ihtiyaten farz olarak me’mum un secde yeri ile imamın durduğu yer arasında normal bir adım miktarından fazla mesafe olmamalıdır. yine, eğer insan ِnünde duran bir me'mum vasıtasıyla imama bağlanırsa ihtiyaten farz olarak onun secde yeri île ِnünde olaarak me’mum un secde yeri ile imamın durduğu yer arasında normal bir adım miktarından fazla mesafe olmamalıdır. yine, eğer insan ِnünde duran bir me'mum vasıtasıyla imama bağlanırsa ihtiyaten farz olarak onun secde yeri île ِnünde olan kimsenin durduğu yer arasında normal bir adımdan fazla mesafe olmamalıdır. me'mumun secde yeri ile onun ِnündeki kimsenin durduğu yer arasında hiç mesafe olmaması ihtiyaten müstehaptır.

m. 1456- ِn taraftan imama bağlı olmayan bir me'mum ile, onu sağ veya sol taraftan imama bağlayan diğer me’mum un arasında normal bir adım miktarından fazla mesafe olmazsa, namazı sahihtir.

m. 1457- namazda me'mum ile imam veya me'mum ile, onu imama bağlayan diğer bir me'mum arasında bir adımdan fazla fasıla olursa, namazı münferit olur ve sahihtir.

m. 1458- ِn saftakilerin hepsi namazlarını bitirir veyahut münferit kılmayı niyet ederlerse, arkadaki saf ile daha ِndeki safin arasında normal bir adımdan fazla fasıla olmazsa, namazları cemaat ile sahihtir. ama bu miktardan fazla fasıla olursa, namazları münferit olarak sahihtir.

m. 1459- ikinci rekatta uyan kimse kunut ve teşehhüdü imamla okur. teşehhüdü okurken el parmaklarını ve ayaklarının ِn kısmım ihtiyaten yere koymalı ve dizlerini kaldırmalıdır. teşehhütten sonra imamla kalkıp fatiha ile sureyi okumalıdır. eğer sureyi okumak için vakit yoksa fatiha'yı tamamlayıp rüku' veya secdede kendini imama yetiştirmelidir veya münferit niyet edip namazını tamamlar namazı sahihtir.

m. 1460- îmam dِrt rekatlı bir namazın ikinci rekatında iken uyan; namazının ikinci rekatında -imamın üçüncü rekatı olur- iki secdeden sonra oturup teşehhüdün farz olan kısmını okuduktan sonra kalkmalı, üç defa tesbihat okumaya vakti yoksa, bir defa okumalı ve kendini rüku veya secdede imama yetiştirmelidir.

Back Index Next