Büyük Taklit Mercii
   Hayat Öyküsü
   Eserleri
   Ahkam ve Fetvalar
   Mesajlar
   Gençler İçin İlmihal
   Resimler
   Soru ve Cevaplar
   Alimlerin Hayat
   Vucuhat hakkında

   E-Mail Listing:


 
Back Index Next

m. 1534- ayat namazının rüku'larından her biri rükün'dür, kasten veya yanlışlıkla eksik veya fazla yaparsa namaz batıldır.

cuma namazi hükümleri

m. 1535- hazret-i mehdi'nin (a.s) gıybeti dِneminde cuma namazı farz-ı tahyiridir (yani, mükellef, cuma günü ِğle namazı yerine cuma namazı kılabilir). fakat, cuma namazı kılmak daha faziletlidir ve ِğle namazı ise ihtiyata daha uygundur. bundan daha ihtiyata uygun olanı her ikisini kılmaktır.

m. 1536- cuma namazını kılmış olan kimseye ِğle namazını kılmak farz değildir, fakat ِğleyi de kılmak ihtiyaten müstehaptır,

cuma namazinin Şartlari

m. 1537- cuma namazı sadece erkeklerle oluşur, fakat kadınlar da katılabilir.

m. 1538- cuma namazı cemaatla kılınır, münferiden kılınmaz.

m. 1539- imamla me'mum veya me’mum la diğer bir memumun arasını ayıracak (perde gibi) bir şeyin olmaması, imamın durduğu yerin me’mum un durduğu yerden yüksek olmaması ve haddinden fazla mesafe olmaması gibi cemaat namazında muteber olan bütün şartlar cuma namazında da şarttır.4

m. 1540- akıllı, mümin, helalzade ve adil olmak gibi cemaat imamında şart olan şeylerin hepsi, cuma imamında da şarttır; ancak kadın ve çocukların cuma namazında imamlık yapmaları caiz değildir. fakat, mümeyyiz çocuk diğer namazlarda çocuklar için imamlık yapabilir. kadınların ise cuma imamlığı yapmayı terk etmeleri ihtiyaten farzdır.

a - Şartlar, engeller, batıl ediciler, sek ve sehiv vs. hakkında cemaat namazı bِlümüne müracaat edilsin.

m. 1541- buluğ çağına ermiş olan bir erkek, yolcu ve kِle olmaz, kِr, hasta ve haddinden fazla ihtiyar da olmazsa ve cuma kılınan yere iki fersahtan daha uzak bir yerde bulunmazsa cuma namazı üzerine farz olur. dolayısıyla, hatta cuma namazının farz-ı tayini olduğunu kabul etsek ve onda hazır olmanın hiç bir zorluğu da olmasa bile, bu şartlardan birisini hâiz olmayan kimseye cuma namazı farz değildir.

m. 1542- iki cuma namazı arasında gerekli olan en az fasıla bir fersahtır.

m. 1543- cuma namazının oluşması için gerekli olan en az sayı, biri imam olmak üzere beş kişidir. buna gِre cuma namazı beş kişiden az bir sayıyla farz olmaz ve oluşmaz. fakat eğer yedi kişi veya daha fazla olurlarsa cuma namazının fazileti de artar.

m. 1544- gereken şartlar mevcut olduğu takdirde, cuma namazı, şehir, kasaba ve bunların etrafında yaşayanlara, kِylülere ve çadırda yaşayan kimselere ve hayatları gِçebelikle geçen kimselere farzdır.

m. 1545- cuma namazının şartlarım hâiz olmayan kimseler rastlantı olarak veya meşakkatle cuma namazına katılırlarsa namazları doğrudur ve ِğle namazı onlara farz değildir. yine yağmur veya şiddetli soğuk yüzünden yahut ayak veya diğer bir uzvu olmaması yüzünden cuma namazına katılması zor olan ve bِylece cuma namazı üzerinden düşen bir kimse buna rağmen cuma namazına katılırsa namazı doğrudur. deli cuma namazına katılırsa sahih değildir; ama buluğa ermeyen erkek çocukların cuma namazları sahihtir. ama erkek çocuklar cuma namazlarında gerekli olan sayıyı (5 kişi) tamamlayamaz ve tek başlarına cuma namazı oluşturamazlar.

m. 1546- yolcu olan kimse cuma namazına katılabilir, katıldığı takdirde ِğle namazı üzerinden kalkar. fakat yolcu olmayanlar katılmadan yolcular tek başlarına cuma namazı oluşturamazlar, bu durumda ِğle namazını kılmamaları farzdır. yolcu olan, cuma namazı için gerekli fert sayısını da tamamlayamaz; ancak yolcular bir yerde on gün veya daha fazla kalmaya karar verirlerse, cuma namazı oluşturabilirler.

m. 1547- kadınlar cuma namazına katılabilir, katıldıkları takdirde namazları sahihtir ve ِğle namazı üzerlerinden kalkar. fakat kadınlar, erkekler katılmadan yalnız başlarına cuma namazı oluşturamadıkları gibi cuma namazı için gerekli fert sayısını -beş kişi- da tamamlayamazlar; çünkü cuma namazı ancak erkeklerin katılmasıyla oluşur.

m. 1548- müşkül hünsâ (kadın yahut erkek olduğu asla belli olmayan kimse) cuma namazına katılabilir. fakat cuma namazı için gereken fert sayısını -beş kişiyi- tamamlayamadığı gibi cuma imamı da olamaz. binaenaleyh eğer ondan başka sadece dِrt kişi toplanırsa cuma namazı kılınmaz, ضğle namazı kılınmalıdır.

cuma namazinin vakti

m. 1549- cuma namazının vakti güneşin meyilleşmesinden (ضğle vaktinden) başlar ve şâhısın gِlgesinin iki normal adım uzamasına kadar devam eder. fakat ihtiyaten farz olarak, ِğlenin ِrfün nazanndaki evvellerinden geciktirilmemesi gerekir. geciktirildiği takdirde ِğle namazının kılınması ihtiyaten müstehaptır,

m. 1550- eğer cuma imamı hutbeleri ِğleden ِnce başlar ve ِğle vaktinde bitirerek cuma namazına başlarsa, sahihtir.

m. 1551- cuma imamının, namazın vakti geçecek kadar, hutbeleri uzatması caiz değildir. aksi takdirde ِğle namazım kılmalıdır. çünkü, cuma namazının vakti geçerse kaza edilmez.

m. 1552- eğer cuma namazının ortasında, vakti biterse; namazın bir rekatı vaktin dahilinde kılınmışsa sahihtir, fakat onu bitirdikten sonra, ِğle namazının da kılınması ihtiyaten müstehaptır. eğer bir rekatı bile vakit dahilinde kılmazsa namaz bâtıldır, fakat onu bitirmesi sonra ِğle namazını kılması ihtiyaten müstehaptır.

m. 1553- eğer cuma namazı yalnızca bir rekatı kılınabilecek kadar geciktirilirse, ihtiyaten farz olarak ِğle namazının kılınması gerekir.

m. 1554- eğer iki cuma hutbesiyle iki rekat cuma namazının en az farz kısımları yerine getirilebilecek kadar vakit kaldığına yakın edilirse insan cuma namazıyla ِğle namazı arasında serbesttir (hangisini isterse kılabilir). eğer o kadar vakit kalmadığına yakin edilirse ِğle namazı kılınmalıdır. ve eğer o kadar vakit kalıp kalmadığında şek edilirse, cuma namazı sahihtir; fakat namazdan sonra hatta bir rekat için bile vakit bulunmadığı anlaşılırsa, ِğle namazı kılınmalıdır; gerçi hatta sadece bir rekat, vakit dahilinde kılınmışsa bile ِğle namazının kılınması ihtiyaten

m. 1555- eğer vaktin ne kadar olduğu bilinir fakat cuma namazının bu vakit içerisinde kılınıp kılınamayacağında şek edilirse, cuma namazına başlamak caizdir. binaenaleyh, eğer vakit namazın hepsi için kâfi gelirse namaz sahihtir, yoksa ضğle namazı kılınmalıdır;

fakat bu durumda ilk baştan ِğle namazını seçmek ihtiyaten müstehaptır.

m. 1556- eğer cuma namazına tam sayıyla ve geniş bir vakitte başlanır, fakat me’mum un biri, birinci rekatta yetişemez, ikinci rekatta (rüku'sunda bile olsa) yetişip, imam'a uyarsa namazı doğrudur. (ama bağlanırken namazının ikinci rekatının da vakit içerisinde kılınabileceği kadar vakit olduğunu bilmelidir.) bu durumda namazın ikinci rekatını münferit olarak kılar. ama imamın ikinci rekatının rüku'sunun tekbirine yetişemeyen kimsenin, niyetini ِğle namazına çevirip ِğleyi kılması daha iyidir.

cuma namazinin kiliniŞ keyfiyeti

m. 1557- cuma namazı iki rekattır ve keyfiyeti sabah namazı gibidir; fatiha ve surenin yüksek sesle okunması ve birinci rekatta fâtiha'dan sonra cuma suresi ve ikinci rekatta münâfikun suresinin okunması müstehaptır.

m. 1558- cuma namazının iki kunutu vardır; ilk kunut birinci rekatın rüku'sundan ِnce, ikinci kunut ise ikinci rekatın rüku'sundan sonra okunur.

m. 1559- cuma namazında, namazın kendisi gibi farz olan iki hutbe vardır ve hutbeleri cuma imamının okuması gerekir. bu iki hutbe okunmaksızın cuma namazı gerçekleşmez.

m. 1560- iki cuma hutbesinin, cuma namazından ِnce okunması gerekir; binaenaleyh, eğer cuma namazı hutbelerden ِnce kılınırsa bâtıldır; vakit varsa hutbeler okunduktan sonra namaz yeniden kılınmalıdır. fakat meseleyi bilmemek yüzünden yahut yanlışlıkla bِyle yapılırsa hutbeleri hatta namazı bile yenilemek gerekmez.

m. 1561- cuma namazının iki hutbesini seri ِğleden ِnce okuyup hutbeleri ِğleye rast gelecek şekilde bitirmek caizdir, fakat ِğle vakti okumak ihtiyaten müstehaptır.

m. 1562- cuma imamının birinci hutbede allah'a hamd etmesi (hamd manası anlaşılan hangi lafız ile olursa olsun) farzdır. fakat lafzı celâle (allah kelimesi) ile hamd etmesi ihtiyaten müstehaptır. sonra da ihtiyaten farz olarak allah'a sena etmesi (ِvmesi) ve resulullah’a (s.a.a) salat-u selam gِndermesi gerekir. ayıca, halkı takvalı olmaya davet etmesi ve hutbenin sonunda küçük bir sure okuması farzdır.

ikinci hutbede de birinci hutbedeki gibi allah'a hamd-u sena edip resul-i ekrem'e (s.a.a) salat-u selam gِndermesi farzdır ve ihtiyaten farz olarak bu hutbede de halkı takvaya davet edip küçük bir sure okumalıdır.

ikinci hutbede peygamber efendimize (s.a.a) salat-u selam gِnderdikten sonra masum imamlara (a.s) da selam gِndermek ve müminlere istiğfar etmek müstehap ve müekked ihtiyattır.

hutbelerde hz. emir-ul müminin ali (a.s)den veya diğer masum imamlardan nakledilen hutbelerden yararlanmak daha iyidir.

m. 1563- imamın, sِzlerini halkın ruh ve canına işletebilmesi için hitabe gücüne sahip, manalı ve yerinde konuşan, açık ve fasih ibareler kullanan, dünyada ve ِzellikle kendi bِlgesinde müslümanlar ilgilendiren meseleleri bilen, islâm ve müslümanların maslahatlarını teşhis edebilen, allah yolunda hiç kimsenin kınama ve zıddiyetinden korkmayacak kadar cesur, hakkı açıklayıp bâtılı reddetmekte zaman ve şartlarına gِre açık seçik konuşan, sِzlerinin halkın üzerinde etkili olmasına sebep olacak namaz vakitlerine dikkatli olma, evliya-ullah ve salih kimselerin iziruien gitme gibi şeyleri gِzeten, yaptıkları, halka sِylediği vâz ve nasihatlerle bağdaşan, kendisini ve sِzlerini hafifletecek şeylerden, hatta boşuna fazla konuşmaktan, şaka ve abes işlerden kaçınan ve bütün bunlara allah'ın rızası için riayet eden ve sِzlerinin halkın ruhuna işlemesi için bütün günahların temeli olan dünya perestlik ve makam perestlikten kaçınmayı kendisine şiar edinen birisi olması iyidir.

m. 1564- hutbe okuyan imamın, cuma namazının hutbesinde müslümanların din ve dünyasını ilgilendiren maslahatlarını hatırlatıp halkı islâmi ve gayr-ı islâmi ülkelerin zararlı ve faydalı meselelerinden haberdar edip müslümanların dünyevi ve uhrevi ihtiyaçlarım onlara açıklayıp müslümanların dünyevî ve uhrevî ihtiyaçlarını onlara açıklayıp müslümanların varlık ve bağımsızlığında ِnemli rol oynayan iktisadî ve siyasî sorunlarını gündeme getirip onların diğer milletlerle nasıl ilişki kuracaklarını açıklayıp halkı zalim ve sِmürgeci ülkelerin müslümanlann siyasî ve iktisadî meselelerinde müdahale edip onları sِmürmeleri hakkında uyarması iyidir. kısacası; cuma namazı ve onun iki hutbesi hac merasimi, onun toplantı merkezleri, ramazan ve kurban bayramları gibi maalesef müslümanların gaflet ettikleri en büyük siperlerden birisidir. evet; müslümanlar sadece bunlardan değil, islam siyasetinin diğer büyük üslerinden de gaflet ederek en mühim siyasi vazifelerini unutmuş durumdadırlar, islâm siyaset dinidir, hem de bunun bütün yِnleriyle; islam’ın iktisadî, içtimaî ve siyasî hukukî hükümlerine birazcık dikkat eden birisi bunu açıkça gِrür. evet; dinin siyasetten ayrı olduğunu zanneden, islâm ve siyaseti tanımayan bir cahildir ancak.

m. 1565- hutbe okuyan imamın yaz ve kışta başına sarık takması, yemen kumaşından dokunmuş cübbe giymesi, kendini süslemesi, en temiz elbiselerini giymesi, güzel koku kullanması ve yürürken ağır ve vakar ile yürümesi, hutbeden ِnce müezzin ezan okurken bitinceye kadar minberin üzerinde oturarak bekleyip sonra hutbeye başlaması, hitabe kürsüsüne çıkarken halka doğru durup onlara selam vermesi, halkın da onu yüzleriyle karşılaması ve imamın ok, yay, kılıç, (silah ve) baston gibi bir şeye yaslanması ve halkın imama doğru durması müstehaptır.

m. 1566- cuma imamının hutbeleri bizzat kendisinin okuması farzdır. hutbeleri okurken ayak üstü durmalıdır. fakat eğer hutbeleri ayak üstü okuyamazsa başka birisinin hutbeleri okuyup imamlık yapması gerekir ve eğer hutbeleri ayak üstü okuyabilecek hiç bir kimse bulunmazsa cuma namazı düşer ve yerine ِğle namazı farz olur.

m. 1567- cuma imamının hutbeleri, ِzellikle halkı takvaya davet edip onlara nasihatte bulunduğu kısımları yavaş bir sesle okuması caiz değildir; ve ihtiyaten farz olarak yüksek sesle hutbeleri okuması gerekir. ضyle ki, cuma namazının oluşması için gerekli olan kişi sayısı (dِrt kişi) onun sesini duymalıdır. hatta halkı nasihat edip onları takvaya davet ettiği sırada sesini namazda hazır olan herkesin duyabileceği kadar yükseltmesi ve büyük topluluklarda mühim meseleleri ve vaazları herkesin duyabilmesi için hoparlِr vesilesiyle hutbeleri okuması ihtiyaten müstehaptır.

m. 1568- hutbe okurken, imamın hutbelerde, ilişkisi olamayan herhangi bir şey sِylememesi ihtiyaten müstehaptır. fakat hutbelerle namaz arasında konuşması sakıncasızdır.

m. 1569- imamın birinci hutbeden sonra birazcık oturup sonra ikinci hutbeye başlaması farzdır.

m. 1570- hutbe okunurken imam, ve namazda bulunan diğer kimselerin namaz için gerekli olan tam taharete sahip olmaları ihtiyaten müstehaptır.

m. 1571- namaza katılanların hutbe okunurken yüzlerini imama çevirip ona doğru durmaları ve namazda caiz olan miktardan fazla kıbleden yüz çevirmemeleri ihtiyaten müstehaptır.

m. 1572- namaza katılanların imamın hutbelerini dinlemeleri farzdır. ve susup konuşmamaları ihtiyaten müstehaptır, ne var ki hutbeler okunurken konuşmak mekruhtur. hatta konuşmak hutbelerin işitilmemesine sebep olur ve onu faydasız bir hale getirirse susmak gereklidir.

m. 1573- ihtiyaten farz olarak cuma imamının arapça olarak allah'a hamd edip resulullah’a (s.a.a) ve masum imamlara selam gِndermelidir; kendisi ve dinleyicileri arap olmasalar bile.

fakat vazz edip, halkı takvaya davet ederken diğer bir dille konuşabilir, nasihatleri ve müslümanların maslahatlarıyla ilgili sِzlerini dinleyicilerin konuştuğu dille açıklaması ve dinleyiciler muhtelif dillerde olursa çeşitli dillerde tekrarlaması ihtiyaten müstehaptır.

namaza katılanlar gereken sayıdan (dِrt kişi) fazla olsa bile sadece 4 kişinin diliyle yetinebilir. fakat onlara kendi dilleriyle vaaz etmesi ihtiyaten müstehaptır.

m. 1574- cuma gününde ikinci bir ezan okunması bidat ve haramdır.

cuma namazi hükümleri

m. 1575- cuma namazında bir imama iktida eden kimse ikindi namazında da aynı imama iktida edebilir. ama ihtiyat olarak ِğle namazını da kılmak isterse, cemaat namazı bitnikten sonra ِğle ve ikindi namazını yeniden münferit olarak yerine getirmelidir. eğer imam da, cuma namazından sonra ihtiyaten ِğle namazını kıldıysa, ve bu durumda me'mun da aynı şekilde amel ettiyse ikindi namazını yeniden kılması gerekmez.

m. 1576- eğer cuma namazından sonra imam ve me'mum, ihtiyaten ِğle namazını kılmak isterlerse, cemaatle kılabilirler. ama cuma namazına katılmayan bir me'mum, bu ihtiyat namazına katılacak olursa, ِğle namazı yerine geçmez; onu yeniden kılması gerekir.

m. 1577- birinci rekatın rüku'sunu imamla birlikte yerine getiren bir me'mum, cemaatin kalabalık olması veya başka bir sebeple secdelerde imama kanlamazsa ve bu durumdayken imamın ikinci rekata kalkmasından sonra secdeleri kendisi yapıp imam rükuya varmadan ِnce veya rüku esnasındayken imama uyabilirse namazı sahihtir. bِyle olmazsa, imam ikinci rekatın secdelerine gidinceye kadar olduğu halde kalır ve imamla birlikte birinci rekatın secdeleri niyetiyle iki secdeyi yerine getirir ve daha sonra ikinci rekatı münferiden tamamlar. ama o secdeleri ikinci rekatın secdeleri niyetiyle veya imama uymak niyetiyle yerine getirirse, ihtiyaten farz olarak o secdeleri dikkate almadan birinci rekatın secdeleri niyetiyle iki secde daha yapmalı sonra ikinci rekata kalkmalı, namazı bitirdikten sonra ِğle namazını da yerine getirmelidir.

m. 1578- eğer me'mum, cuma namazına bağlanmak kastıyla ikinci rekatın rüku'sunda tekbir alır ve rükuya

gider, ama imamın rüku'suna yetişip yetişemediğinde şüphe ederse cuma namazı gerçekleşmiş olmaz, ihtiyaten farz olarak o namazı ِğle namazı niyetiyle bitirip sonra ِğle namazını yenide iade etmelidir

m. 1579- eğer cemaat, hutbeler bitip imamın namazı başlamasından sonra iktida etmekten kaçınır ve imamı yalnız bırakırlarsa, cuma namazı gerçekleştirilmemiş ve bâtıldır. imam, o namazı terk edip ضğle namazına başlayabilir, ama niyetini ِğle namazına çevirmesi ihtiyaten müstehaptır, onu tamamladıktan sonra yeniden ِğle namazı kılması daha çok ihtiyattır.

m. 1580- cuma namazı tam sayıyla (imamdan başka en az 4 kişi) kılmıyorsa -yalnızca tekbirini bile sِylemiş olsalar- sonradan ayrılacak olurlarsa namaz bâtıl olur; ister bütün me'mumlar veya bir kısmı aynisin ve imam, kalsın veya aksine, ister bir rekatı tamamlamış olsunlar ister olmasınlar aynıdır, fakat geride kalanların cuma namazını tamamlayıp sonra da ِğle namazı kılmaları ihtiyaten müstehaptır. ama onlardan bazısı ikinci rekatın sonlarında, hatta ikinci rekatın rüku'sundan sonra ayrılacak olurlarsa cuma namazı sahihtir, ondan sonra ِğle namazını da kılmak ihtiyaten müstehaptır.

m. 1581- eğer cemaatin sayısı, cuma namazı için gerekli olan sayı -4 kişi-dan fazla olursa, geride kalanların sayısı dِrt kişiden az olmadıkça onların namazdan ayrılmalarının hiçbir sakıncası yoktur.

m. 1582- cuma namazı için beş kişi veya daha fazla hazır olur ama hutbeler okunurken veya ondan sonra namaz kılınmadan ayrılırlar ve geri dِnmezlerse ve geride kalanlar da beş kişiden az ise, o zaman onların vazifesi ضğle namazını kılmaktır.

m. 1583- hutbenin farzlarından, hutbe gerçekleştirildi, denilecek kadarı tamamlanmadan ِnce cemaatten bir kısmı ayrılır ve cemaatin sayısı dِrt kişiden azalır ve kısa bir zaman sonra gerekli sayı için lazım olan beş kişiyi dolduracak kadarı geri dِnerse ve imam da onların ayrılmasından sonra hutbeyi kesmişse, cemaatin sayısının tamamlanmasından sonra kaldığı yerden devam etmelidir. ama cemaatın azalmasından sonra, ِrfen hutbenin bütünlüğüne zarar verecek şekilde hutbeye devam etmişse, imamın hutbeyi tekrar etmesi gerekir. o durumdayken yeni fertlerin gelmesiyle, cuma için şart olan beş kişi tamamlanmış bile olsa, hutbenin iadesi zaruridir.

m. 1584- eğer cemaat, hutbeden sonra veya hutbe esnasında -beş kişiden az kalacak şekilde- ayrılıp sonra geri dِner ve gerekli sayı tamamlanırsa, bu durumda hutbe denilmesi gerçekleşmiş olursa ayrı durulan müddet uzun bile olsa hutbenin iadesi gerekmez. eğer hutbe denilmesi gerçekleşmemiş olur, cemaat da cuma namazına dِnmemek için ayrılmışsa, ayrı durdukları müddet az bile olsa onların gen dِnmesinden sonra imamın hutbeyi tekrar okuması ihtiyaten farzdır eğer ayrılma ve dağılma, yağmur ve benzeri bir şey yüzünden olur ve ayrı kalman müddet, ِrfen "hutbenin bütünlüğü bozuldu" denilecek kadar uzun olursa, hutbeleri yeniden okumak farzdır, aksi takdirde ilk hutbeye devam etmelidir ve sahihtir.

m. 1585- bir yerde cuma namazı kılınırsa orayla mesafesi bir fersahtan az olan başka bir yerde cuma namazı (alınmamalıdır. eğer bir fersah mesafeyle iki yerde cuma namazı kılınacak olsa, her ikisi de sahihtir. bu mesafede ِlçünün namaz kılınan şehre gِre değil namaz kılınan mahalle gِre ele alınması gerektiğini hatırlatmak gerekir.

Back Index Next