|
|||||||||||||||||||||
|
m. 77- insan istibrâ yapıp yapmadığında şek eder ondan temiz olup olmadığını bilmediği bir rutubet gelirse necistir, ve eğer abdest almışsa batıdır. ama yaptığı istibrânın doğru olup olmadığından şek ettiğinde ondan bir rutubet gelir de pâk olup olmadığını bilmezse pâk sayılır; abdesti de bâtıl etmez. m. 78- istibrâ yapmamış olan bir kimse, idrar yapmasından bir müddet geçtiği için idrar mecrasında idrar kalmadığına yakin eder ve sonra bir rutubet gِrür ve bunun pâk olup olmadığında şek ederse, o rutubet paktır ve abdesti de bozmaz. m. 79- însan, bevlden sonra istibrâ yapıp abdest alır ve abdestten sonra meni ya da idrar olduğunu bildiği bir rutubet gِrürse, ihtiyaten gusletmesi ve abdest de alması farzdır. ama abdest almamışsa yalnızca abdest alması yeterlidir. m. 80- kadın için bevlden sonra istibrâ yoktur. bir rutubet gِrür de pâk olup olmadığında şek ederse paktır. onun abdest ve guslünü de bozmaz. helaya gitmenin müstehap ve mekruhlarim. 81- idrar ve gâit ederken, kimsenin gِrmeyeceği bir yere oturmak, helaya girerken ِnce sol ayağı atmak ve dışarı çıkarken ِnce sağ ayağı atmak müstehaptır. ayrıca idrar ve gâit ederken başı ِrtmek ve bedenin ağırlığını sol ayak üzerine,vermek de müstehaptır. m. 82- idrar ve gâit yaparken güneş ve aya karşı oturmak mekruhtur. ama avret mahallini bir şeyle ِrterse mekruh olmaz. ve yine rüzgara karşı ve yolda, caddede, sokakta, evin kapısının ِnünde ve meyve veren ağaçların altında oturmak ve bir şey yemek, fazla durmak ve sağ elle temizlemek mekruhtur. ayrıca idrar ve gâit ederken konuşmak da mekruhtur, ama; mecbur kalır veya allah'ı zikrederse sakıncası yoktur. m. 83- suya, ضzellikle durgun suya, bِceklerin yuvalarına, sert yere ve ayakta idrar etmek mekruhtur. m. 84- idrar ve gâit etmeyi geciktirmek mekruhtur. eğer zararı olacaksa geciktirilmemelidir. m. 85- namazdan ِnce, uykudan ِnce, cimâdan ِnce ve meni geldikten sonra idrar etmek müstehaptır, necasetlerm. 86- necasetler on bir tanedir: 1- idrar. 2- gâit. 3- meni. 4- murdar. 5- kan. 6- kِpek, 7- domuz. 8- kâfir. 9- Şarap. 10- bira. 11- necaset yiyen devenin teri. 1, 2- idrar ve gâitm. 87- însan ile eti yenilmesi haram olan ve daman kesildiğinde kanı sıçrayan her hayvanın idrar ve gâiti necistir. m. 88- eti haram olan kuşların pislikleri paktır. m. 89- necaset yiyen hayvanların gâit ve bevli necistir. yine insanın vaty ettiği, yani temasta bulunduğu hayvanın ve domuz sütü içerek eti sertleşen koyunun idrar ve gâiti necistir. 3- menim. 90- sıçrayan kanı olan hayvanların menisi necistir. 4- murdarm. 91- ister kendisi ِlmüş olsun, ister şer'î usullere gِre kesilmemiş olsun, kanı sıçrayan hayvanın ضlüsü necistir. sıçrayarak akan kanı olmayan balık, su içinde bile ِlse paktır. m. 92- kِpek gibi necis hayvanlar dışındaki murdar hayvanların yün, kıl, kürk, kemik ve diş gibi ruhu olmayan kısımları paktır. m. 93- insanın ve sıçrayan kana sahip olan hayvanın bedeninden hayattayken et veya ruhu olan başka şeyler koparılırsa necistir. m. 94- dudağa ait deri parçalan ve bedenin düşme zamanı gelmiş diğer yerleri, koparılsa bile paktır. m. 95- ِlen tavuğun karnından çıkan yumurta, kabuğu sertleşmiş olmasa bile paktır. m. 96- ot yemeye başlamadan ِlen kuzu ve oğlağın karnından çıkan peynir mayası temizdir; ama onun dışının yıkanması gerekir. m. 97- yabancı ülkelerden getirilen sıvı ilaçlar, esans, yağ, ayakkabı boyası ve sabunun necis olduğuna insanın yakini olmazsa, paktır. m. 98- müslüman’ın elindeki et, içyağı ve hayvan derisi paktır. ama müslümanın onu kâfirden aldığını ve şer’î usullere gِre kesilip kesilmediğini araştırmadığını bilirse necis değildir. ama yenilmesi haramdır ve o deriden yapılan elbiseyle namaz kılınmaz. 5-kanm. 99- insanın ve sıçrayan kanı olan hayvanın -daman kesildiği zaman kanı sıçrayan hayvanın- kanı necistir. ama, balık ve sivrisinek gibi sıçrayan kana sahip olmayan hayvanların kanı paktır. m. 100- Şeriatta belirtilen usullere gِre kesilen eti helal hayvanın kanı normal miktarda aktıktan sonra, bedende kalan kan paktır. ama nefes almasıyla veya hayvanın başı yukarda olduğu için hayvanın bedenine geri dِnen kan necistir. m. 101- tavuk yumurtasında olan kan necis değildir, ama ihtiyaten müstehap olarak ondan kaçınılmalıdır. m. 102- yaranın iyileşme zamanı etrafında oluşan san su, kanla karıştığı bilinmezse paktır. m. 103- bazen süt sağılırken gِrülen kan necistir ve sütü necis eder. m. 104- dişlerin arasından gelen kan eğer ağız suyuyla karışarak yok olursa paktır ve onu yutmanın sakıncası yoktur. m. 105- ezilme dolayısıyla tırnak veya deri altında ضlen kan, kan denmeyecek bir duruma gelirse paktır ve eğer ona kan denirse tırnak veya deri delinirse necistir; meşakkat olmadığı takdirde abdest ve gusül için kanı dışarı çıkarmalıdırlar; eğer meşakkat olursa, çevresini necaset çoğalmayacak bir şekilde yıkamalıdırlar ve abdest ve gusül alırken bez veya benzeri bir şeyle üzerini ِrtüp yaş elle bez üzerinden meshetmelidirler. m. 106- eğer insan, deri altında, ِlü kan olduğunu veya ezilme sonucu etin o hale geldiğini bilmezse paktır. m. 107- yemek kaynarken, içine bir zerre kan düşerse, bütün yemek ve onun kabı necis olur, kaynamak, sıcaklık ve ateş pâklayıcı değildir. 6, 7- kِpek ve domuzm. 108- karada yaşayan kِpek ve domuz, hatta onların kılı, kemiği, pençesi, tırnağı ve rutubetleri necistir; ama deniz domuzu ve kِpeği paktır. 8- kâfirm. 109- kâfir yani allah'ı inkar eden veya allah'a ortak koşan veya hâtemü'i-enbiya hz. muhammed bin abdullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellemin peygamberliğini kabul etmeyen kimse, necistir; ama ehl-i kitap paktır ve buna 114. meselede değinilecektir. yine bir kimse, dinin zaruri yatını, yani -namaz ve oruç gibi- müslümanların dinin bir parçası saydığı şeyleri inkar ederse eğer o şeyin, dinin zaruri hükümlerinden olduğunu bilir ve onu inkar etmek, nübüvveti inkar etmeyi gerektirirse, necistir. eğer, onun dinin zaruri hükümlerinden biri olduğunu bilmiyorsa ihtiyat gereğince ondan kaçınmalıdır. m. 110- kâfirin bütün bedeni, hatta tırnak, kıl ve rutubetleri necistir. m. 111- babası, annesi, dedesi ve babaannesi kâfir olan buluğa ermemiş çocuk da necistir. eğer bunlardan biri müslüman olursa çocuk paktır. m. 112- müslüman olup olmadığı belli olmayan bir kimsenin geçmişte de müslüman olup olmadığı bilinmezse pâk sayılır; ama müslümanların diğer hükümlerini haiz değildir; meselâ, müslüman bir kadınla evlenemez ve müslüman mezarlığına dem edilemez. m. 113- 12 imamdan birine küfreden veya onlara düşmanlık eden müslüman necistir. m. 114- mürtet (ister millî olsun, ister fıtrî) necistir. ama yahudi ve hıristiyan gibi ehl-i kitap paktır. 9- Şarapm. 115- Şarap ve insanı sarhoş eden her şey, kendi kendine akıcı olursa necistir. afyon ve esrar gibi akıcı olmazsa, içine bir şey katılıp akıcı hale getirilse bile pâkür. m. 116- kapı, masa, sandalye ve benzeri şeyleri boyamak için kullanılan ispirtonun sarhoş edici ve sıvı olan bir şeyden yapıldığı bilinmezse paktır. m. 117- üzüm ve üzüm suyu kendi kendine kaynarsa haramdır, ama necis değildir. eğer pişirmek suretiyle de kaynarsa içilmesi haramdır. ama necis değildir. m. 118- hurma, çekirdekli ve çekirdeksiz kuru üzüm ve onların suyu kaynarsa paktır ve onların içilmesi de helaldir. 10- biram. 119- arpadan çıkarılan ve arpasuyu denilen bira necistir. ama doktor denetiminde arpadan çıkarılan ve mâ- üş şair denilen su paktır. haramla cünüp olanın terim, 120- haramla cünüp olanın teri necis değildir ama, ihtiyaten farz olarak ona bulaşmış beden veya elbise ile namaz (alınmamalıdır. m, 121- insan, kadınla münasebette bulunmanın haram olduğu bir zamanda -meselâ, ramazan ayı orucundayken- kendi hanımıyla münasebette bulunursa, ihtiyaten farz olarak cünüp halindeki terinden, namazda kaçınmalıdır. m. 122- haramla cünüp olan kimse eğer gusül yapamazsa ve gusül yerine teyemmüm yaparsa ihtiyaten farz olarak namazda kendi terinden kaçınmalıdır. m. 123- bir kimse, haramla cünüp olduktan sonra kendi helâliyle temasta bulunursa, ihtiyaten farz olarak namazda cünüp halindeki terinden kaçınmalıdır. ama ilk ِnce kendi helâliyle temasta bulunur ve sonra da haramla cünüp olursa cünüp halindeki terinden kaçınması farz değildir. 11- necaset yiyen devenin terim. 124- necaset yiyen devenin teri necistir. ama diğer hayvanlar necaset yiyici olurlarsa, onların terlerinden kaçınmak gerekmez. necaseti tespit etme yollarim. 125- herhangi bir şeyin necisliği üç yolla anlaşılır: 1- bir şeyin necis olduğuna insanın kendisinin yakin etmesi.eğer bir şeyin necis olduğunu zannederse ondan kaçınması gerekmez; ama bu zannıyla normal halkın yanında ilim sayılan kanaat elde edilirse yine kaçınılması gerekir. buna gِre laubali ve paka, necise aldırış etmeyen insanların yemek yediği kahvehane ve lokantalarda, getirilen yemeğin necis olduğuna yakini olmadıkça orada yemek yemenin sakıncası yoktur. 2- bir kimsenin kendi elinde olan şeyin necis oluğunu sِylemesi. meselâ, insanın hanımı ya da hizmetçisi, elinde bulunan kap veya başka bir şeyin necis oluğunu sِylerse o şey necis sayılır. 3- iki âdil erkeğin bir şeyin necis olduğunu haber vermesi; yine bir âdil kişi bile bir şeyin necis olduğunu sِylerse, ihtiyaten farz olarak ondan kaçınılmalıdır. m. 126- fetvayı bilmediği için bir şeyin -meselâ, haramla cünüp olanın terinin- pâk veya necis olduğunu bilmezse fetvayı sorması gerekir. ama fetvayı bilir de bir şeyin pâk veya necis olduğunda şek ederse, meselâ, bir şeyin kan olup olmadığını ya da insan kanı veya sivrisinek kanı olduğunda şek ederse, o şey paktır. m. 127- insan, ضnceden necis olan bir şeyin pâk olup olmadığında şek ederse, necistir ve ِnceden pâk olan bir şeyin necis olup olmad o şey paktır. m. 127- insan, ضnceden necis olan bir şeyin pâk olup olmadığında şek ederse, necistir ve ِnceden pâk olan bir şeyin necis olup olmadığında şek ederse paktır. eğer onun necis veya pâk olduğunu araştırıp ِğrenebilmesi mümkün bile olsa araştırması gerekmez. m. 128- kullandığı iki kaptan veya iki elbiseden birinin necis oluğunu bilir, ama hangisinin necis olduğunu bilmezse, her ikisinden de sakınması gerekir. hatta eğer meselâ, kendi elbisesinin mi yoksa -ikisinden birinin necis olduğunu bildikten sonra- başkasının malı olup hiç kullanmadığı bir elbisenin mi necis olduğunu bilmezse, her ne kadar kaçınması gerekli değilse de ihtiyat gereğince kendi elbisesinden kaçınmalıdır. pآk Şeyler nasil necis olur?m. 129- pâk bir şey necis bir şeye değerse ve onlardan biri veya her ikisi birbirine rutubeti geçecek şekilde yaş olursa, pâk olan şey necis olur. ama rutubetleri, birbirine geçmeyecek kadar az olursa, pâk olan şey necis olmaz. m. 130- pâk bir şey necis şeye değerse ve insan, onlardan birinin veya her ikisinin rutubetli olup olmadığında şek ederse, pâk olan şey necis olmaz. m. 131- insanın, hangisinin necis, hangisinin pâk olduğunu bilmediği iki şeyden birine, pak olan yaş bir şey değerse necis olmaz. ama onlardan biri ِnceden necis idiyse ve insan onun sonradan pâk olup olmadığını bilmezse, pâk olan şey ona değerse necis olur. m. 132- yer, kumaş vb. ıslak olursa, necasetin değdiği kısım necis olur; geri kalan kısımları paktır. salatalık, kavun ve benzeri şeyler de bِyledir. m. 133- Şıra ve yağ, akıcı halde olduğunda, bir noktası necis olursa hepsi necis olur; ama akıcı olmazsa hepsi necis olmaz. sadece necisin değdiği nokta necis olur. m. 134- sinek veya benzeri bir hayvan, ıslak olan necis bir şeyin üzerine konduktan sonra, ıslak olan pâk bir şeyin üzerine konarsa ve insan necasetin hayvanla birlikte geldiğini bilirse, pâk şey necis olur; eğer bilmezse paktır. m. 135- bedenîn terlemiş olan kısmı necis olur ve ter oradan başka kısımlara yayılırsa, terin ulaştığı her yer necis olur; ter başka bir tarafa yayılmazsa bedenin diğer kısımları paktır. m. 136- burun ve boğazdan gelen balgamın içinde kan olursa, kan olan kısımları necis, diğer kısımları paktır. ağız ve burnun dışına değerse, balgamın necis kısmının değdiğine yakin edilen yerler necis ve şek edilen yerler ise paktır. m. 137- altı delik olan bir ibriği necis bir şeyin üzerine koyarlar ve onun altında da ibrikteki suyla bir sayılabilecek şekilde su birikirse, ibriğin suyu necis olur. hatta eğer su yerde aksa veya aşağı gitse bile, ibriğin deliği necis yere bitişik ise ibriğin suyu necis olur. ama, eğer ıbtiğin deliği necis olan zemine bitişik olmazsa ve ibriğin altındaki su onun içindeki suyla bir sayılmazsa ibriğin suyu necis olmaz. m. 138- bedene batıp necasete ulaşan bir şey, dışarı çıktıktan sonra necasete bulaşık değilse paktır. buna gِre, gâıt mahalline dahil olan tenkiye aleti veya onun suyu veya bedene batan iğne, bıçak ve benzeri şeyler dışarı çıktıktan sonra necasete bulaşık olmazsa necis olmaz. bunun gibi tükürük ve sümük de içerde kana değer ve dışarı çıktıktan sonra kanlı olmazsa, necis olmaz. necaset hükümlerim. 139- kuran’ın yazı ve yaprağını necis etmek haramdır. eğer necis olursa hemen yıkanması gerekir. m. 140- kuran’ın cildi necis olursa yıkanması gerekir. m. 141- kuran’ı murdar ve kan gibi ayn-ı necis olan şeylerin üzerine koymak -ayn-ı necis kuru bile olsa- haramdır; ve kuran’ı onun üzerinden kaldırmak farzdır. m. 142- necis mürekkeple kuran’ın bir harfini bile yazmak haramdır. eğer yazılmışsa yıkanmalıdır veya kazıma ve benzeri bir yolla yok edilmelidir, eğer mümkün olmazsa yıkanmalıdır. m. 143- kâfire kuran vermekten sakınılmalıdır. eğer kuran onun elindeyse imkan dahilinde elinden almalıdırlar. ama kuran’ı ona vermekten veya yanında bulundurmaktan maksat, dini araştırma olur ve elini yaş olarak ona dokundurmayacağını da bilirse sakıncası yoktur. m. 144- kuran yaprağı veya -üzerinde allah'ın, peygamber'in veya imamın adı yazılı bir kağıt gibi- saygı gِsterilmesi gereken bir şey, tuvalete düşerse, onu dışarı çıkarıp yıkamak, masrafı bile gerektirse, farzdır. eğer onu çıkarmak mümkün olmazsa o yaprağın çürüdüğüne yakin edilinceye kadar ihtiyaten farz olarak o tuvalete gidilmemelidir. yine türbe (hz. hüseyin (s.a)nin türbesine âit toprak) tuvalete düşer ve onu çıkarmak mümkün olmazsa, eriyip tamamen yok olmasına yakin edinceye kadar gitmemelidirler. m. 145- necis bir şeyin yenilip içilmesi haramdır. yine ayn-ı necisi çocuklara yedirmek de haramdır. ama necis olmuş yemekleri çocuğun kendisi yerse veya necis elini yemeğe vurup, yemeği necis yapıp yerse ona engel olmak gerekmez.. m. 146- yıkanması mümkün olan necis bir şeyi satmak veya ariyet vermek necis olduğunu sِylemeseler bile sakıncası yoktur. ama insan, satın veya ariyet alan kimsenin bunu yeme ve içmede kullanacağım bilirse, necis olduğunu sِylemesi gerekir. m. 147- insan, birisinin necis bir şey yediğini veya necis elbiseyle namaz kıldığını gِrürse ona sِylemesi gerekmez. m. 148- evinin veya yaygısının bir yeri necis olan kimse, o eve giren kimselerin beden veya elbise veya başka bir şeylerinin rutubetli olarak necis yere değdiğini gِrürse, onlara sِylemesi gerekmez. m. 149- ev sahibi, yemek yeme esnasında yemeğin necis olduğunu anlarsa, misafirlere sِylemelidir. ama misafirlerden biri anlarsa, diğerlerine sِylemesi gerekmez. m. 150- ariyet aldığı şey necis olur ve sahibinin onu yiyip içmede kullanacağını bilirse, ona sِylemesi farzdır. m. 151- eğer çocuk, elindeki şeyin necis olduğunu veya yıkadığını sِylerse, kabul edilmemelidir. gerçi iyiyi kِtüden ayırt eden ve buluğa erişmesi az kalmış çocuğun sِzünün itibarlı olması uzak bir gِrüş değildir. mutahhirat (temizleyiciler)m. 152- on şey necaseti temizler onlara mutahhirât (temizleyiciler) denir. 1- su. 2- yer. 3- güneş. 4- istihale.4 5- intikal 6- islâm. 7- tabeiyyet. 8- ayn-ı necisin bertaraf olması. 9- necis yiyen hayvanın istibrâsı. 10- müslüman’ın kayıp olması. bunların hükümleri gelecek meselelerde genişçe açıklanacaktır. 1-sum. 153- su, necis bir şeyi dِrt şartla temizler: 1- mutlak olmalı, -gülsuyu ve esans gibi- muzâf olan su necis bir şeyi paklamaz. 2- pâk olmalı. 3- necis bir şeyi yıkarken su, muzâfa dِnüşmemeli ve koku, renk veya tadı da necaset vasıtasıyla değişmemeli 4- necis bir şeyi yıkadıktan sonra, onda ayn-ı necis kalmamalı. necis olan bir şeyin az su ile yani kür su miktarından az suyla temizlenmesinin diğer şartlan da vardır; ileride bunlara da değinilecektir. m. 154- necis bir kabın az su ile üç defa yıkanması gerekir. ama kür ve akar suda bir defa yıkamak yeterlidir; kِpeğin yaladığı veya su veya başka bir sıvı içtiği kabı, ِnce temiz toprakla sürtmeli ve sonra ihtiyaten farz olarak iki defa kür su veya akar su veya az su ile yıkanmalıdır. ayrıca kِpeğin salyasının dِküldüğü kabı da ihtiyaten farz olarak yıkamadan ِnce toprakla sürtmek gerekir. m. 155- kِpeğin ağzını sürdüğü kabın ağız kısmının dar olması nedeniyle, toprakla sürtülemezse, içerisine toprak dِkülüp, toprak kabın her tarafına ulaşabilecek şekilde çalkalanmalıdır. aksi takdirde kabın temiz olması sakıncalıdır. m. 156- domuzun, içinde sıvı bir şey içtiği kabın az su ile yedi defa yıkanması gerekir; ihtiyaten farz olarak kür ve akar suda da yedi defa yıkanması gerekir; toprakla sürtülmesi gerekmez, ama toprakla sürtmek ihtiyaten müstehaptır. m. 157- Şarapla necis olan bir kabı, az su ile yıkamak istediklerinde üç defa yıkamalıdırlar, daha iyisi yedi defa yıkanmasıdır. m. 158- necis çamurdan yapılmış veya içine necis su işlemiş olan testi, akar suya veya kür suya bırakırlarsa, suyun ulaştığı her yer temizlenir eğer onun içyüzünün de temiz olmasını isterlerse, su her tarafına işleyinceye kadar kür veya akar suda kalmalıdır; yalnızca rutubetin işlemesi yeterli değildir. m. 159- necis bir kabın az suyla iki şekilde temizlenebilir: 1- üç defa doldurup boşaltmakla. 2- üç defa içerisine bir miktar su dِkülür ve her defasında su çalkalanarak onun necis yerlerine ulaştırıldıktan sonra dışarı dِkmekle. m. 160- kazan ve küp gibi büyük kaplar necis olursa, üç defa suyla doldurup boşaltırlarsa pâk olur. eğer, yukardan her tararım kaplayacak şekilde üç defa ona su dِkerler ve her defasında onun dibinde toplanan suyu dışarı atarlarsa yine pâk olur. ihtiyaten farz olarak her defasında sulan dışarı çıkarmak için kullandıkları kabı yıkamalıdırlar.
|