Büyük Taklit Mercii
   Hayat Öyküsü
   Eserleri
   Ahkam ve Fetvalar
   Mesajlar
   Gençler İçin İlmihal
   Resimler
   Soru ve Cevaplar
   Alimlerin Hayat
   Vucuhat hakkında

   E-Mail Listing:


 
Back Index Next

m. 2314- yağ ve petrol gibi temiz olan ve sudan geçirilmesi mümkün olmayan bir şey necis olursa, bِyle bir şeyi, meselâ necis bir yağı yemek için satmak haramdır ve bu muamele bâtıldır. eğer temiz olması şart olmayan bir iş için alınmak istenirse, meselâ necis olan gazyağı yakmak için ve necis olan yağ sabun yapmak için alınırsa, bunların satışının sakıncası yoktur.

m. 2315- necis olan ilaçların alım-satımı caizdir. ancak necis olduğu müşteriye sِylenmelidir.

m. 2316- islâm? olmayan ülkelerden getirilen yağ, sıvı ilaçlar ve güzel kokuların necis oldukları belli olmazsa alınıp satılmalarında sakınca yoktur. ama hayvan ِldükten sonra alınan yağ, daman kesildiği zaman kanı sıçrayan hayvana ait olur ve kâfirlerin şehrinde bir kâfirin elinden alınırsa necistir, hayvanın şer'i usule gِre kesildiğine ihtimal verseler temizdir ve onun alım-satımı sahihtir; ancak onu yemek haramdır ve satıcının durumu müşteriye sِylenmelidir.

m. 2317- Şeriatta belirlenen şartlar dışında ِldürülen veya kendi kendine ضlen tilkinin postunun alınıp satılması haramdır; ve muamelesi de bâtıldır.

m. 2318- islami olmayan ülkelerden getirilen veya kafirlerin elinden alınan et, iç yağı ve deri şer'i kurallara gِre kesildiğine ihtimal veriliyorsa, alım-satımı caizdir; ama onun üzerinde namaz kılmak caiz değildir.

m. 2319- müslüman’ın elinden alınan et, içyağı ve derinin alınıp satılmasının sakıncası yoktur. ama müslümanın, bunları kâfirden aldığı ve şer'i ِlçülere gِre kesilip kesilmediğini araştırmadığı bilinirse, onun alım ve satımı caizdir; fakat, o et ve yağ yenilemez ve postun üzerinde de namaz kılınamaz.

m. 2320- sarhoş edici şeylerin alınıp satılması haramdır; muamelesi de bâtıldır.

m. 2321- gasp edilmiş malın satışı bâtıldır ve satıcının, alıcıdan aldığı parayı geri çevirmesi gerekir.

m. 2322- alıcının kastı aldığı malın parasını ِdememek olursa muamele sakıncalıdır.

m. 2323- alıcı, aldığı şeyin parasını sonradan haramdan vermek isterse, ve evvelden de bِyle kast etmişse, muamele sakıncalıdır; ama evvelden bunu kast etmemişse muamele sahihtir. fakat vermesi gereken miktarı helal maldan vermelidir.

m. 2324- tar ve saz gibi eğlence aletlerinin alım-satımı haramdır.

m. 2325- helal yolda kullanılması mümkün olan bir şeyi, haram yolda masraf edilme kastıyla satarsa; meselâ üzümü, şarap yapılması kastıyla satarsa, muamelesi haram ve ihtiyaten bâtıl olur.

m. 2326- heykel ve üzerine resim yapılmış şeylerin alım-satımının sakıncası yoktur.

m. 2327- kumar, hırsızlık veya bâtıl muameleden elde edilmiş bir şeyin alınması bâtıl ve onu kullanmak da haramdır. onu satın alan kimse, asıl sahibine geri vermelidir.

m. 2328- iç yağıyla karıştırılmış bir yağı satarsa; eğer sattığı yağı belirlerse -meselâ, bu bir kilo yağı satıyorum derse müşteri muameleyi bozabilir. ama, eğer belirtmeden bir kilo yağ satar, sonra da içinde içyağı olan yağı verirse, müşteri o yağı geriye verip saf yağ isteyebilir.

m. 2329- ِlçü ve tartıyla satılan cinsten bir şeyi aynı cinsin fazlasına satarsa, -meselâ, bir men buğdayı bir buçuk men buğday karşılığında satarsa- bu iş faiz ve haramdır. bir dirhem riba (faiz) nın günahı ise insanın, kendisine mahrem olan birisiyle yetmiş defa zina etmesinden daha büyüktür. hatta bu iki maldan birisi sağlam diğeri kusurlu veya biri iyi diğeri kِtü bile olsa veya kıymet yِnünden aralarında fark bile olursa, eğer verdiği miktardan fazla alırsa yine de faiz ve haramdır. o halde eğer sağlam bakın verir ve karşılığında verdiğinden fazla, kınımış bakır alır, veya pirincin iyisini verip daha fazla normal pirinç alırsa veya işlenmiş altını verir karşılığında ondan çok, işlenmemiş altın alırsa faiz ve haramdır.

m. 2330- eğer fazladan aldığı şeyin cinsi sattığı malın cinsinden farklı olursa meselâ, bir kilo buğdayın karşılığında bir kilo buğday ve bir lira para alırsa yine ribadır ve haramdır ve hatta fazla bir şey almayıp alıcının kendisi için bir iş yapmasını şart koşarsa yine riba ve haram olur.

m. 2331- az miktarı veren kimse, muamelenin aynı cinsten olan bir mal üzerinde olması mahzurundan kaçınmak için verdiğine bir şey eklerse -meselâ, bir kilo iyi buğday ve bir mendili, bir buçuk kilo kِtü buğdaya satarsa-

sakıncası yoktur; yine her iki tarafın da bir şeyler artırması - meselâ, bir kilo buğday ve bir mendili, bir buçuk kilo buğday ve bir mendile satmak- sakıncasızdır.

m. 2332- kumaş gibi metreyle ِlçülüp satılan bir şeyi veya ceviz ve yumurta gibi sayı ile satılan bir şeyi satıp karşılığında daha fazla alırsa, meselâ, on adet yumurta verip karşılığında on bir adet yumurta alırsa sakıncası yoktur yine, o peşin yumurtayı on bir veresiye yumurtaya satarsa, karşılığında verilen yumurtaların arasında bir ِzellik olması da gerekmez; çünkü alış-veriş gerçekleşiverir. mesela on adet büyük yumurta verip, on bir adet küçük yumurta alabilir. kağıt paranın satımı da bِyledir; yani, peşin kağıt parayı veresiye paradan fazlasına satabilir; mesela; peşin bin lirayı altı ay sonra verilmek üzere bin iki yüz liraya satabilir. yine kağıt parayı alıp-satma veya kağıt parayı başka bir kağıt paraya, kağıt parayı dolara veya diğer dِvizlerin banka, sarraflar veya kişiler aracılığıyla bozulması da bِyledir. ama faizli borç haramdır

m. 2333- bazı şehirlerde ِlçü ve tartıyla, bazı şehirlerde de sayı ile muamelesi yapılıp satılan bir maîı, ِlçü ve tartıyla satılan şehirde fazlasına satarsa faiz ve haramdır; ِbür şehirde faiz değildir.

m. 2334- sattığı şeyle karşılığında aldığı şey aynı cinsten değilse, fazla almanın sakıncası yoktur. buna gِre eğer bir kilo pirinç verip karşılığında iki kilo buğday alırsa muamele sahihtir.

m. 2335- sattığı şey ve karşılığında aldığı şey aynı şeyden yapılmış ise fazla almamalıdır buna gِre bir kilo yağ satıp karşılığında bir buçuk kilo peynir almak faiz ve haramdır. olgunlaşmış meyveyi verip karşılığında ham meyve almak isterse fazla almamalıdır.

m. 2336- arpa ve buğday ribada aynı cinsten hesap edilir, buna gِre bir kilo buğday verip yerine bir kilo 250 gr. arpa alırsa riba ve haramdır ve yine meselâ, harman vakti on kilo buğday vermek kaydıyla on kilo arpa satın alırsa, arpayı peşin alıp buğdayı veresiye bıraktığı için fazla almış gibi olur ve haramdır.

m. 2337- müslümanın, islâm'ın koruması altına girmemiş bir kâfirden faiz almasının sakıncası yoktur. yine baba-evlat ve kadın-koca birbirlerinden riba alabilirler.

satici ve alicinin Şartlari

m 2338- alıcı ve satıcı için şu altı şey şarttır:

buluğa ermiş olmalılar.

akıllı olmalılar.

3-    Şer'i hakim, onları mallarında tasarruf etmekten menetmiş olmamalı.

alış-veriş kastıyla yapmalılar. buna gِre, şaka ile bu malımı sattım derse muamele bâtıldır.

bir kimse, onları mecbur etmiş olmamalı.

6-    sattıkları veya karşılığında verdikleri mala malik olmalılar veya küçük çocuğun dede veya babası gibi malın yetkisi elinde olan kimse olmalılar. bunlarla ilgili hükümler ilerdeki meselelerde ele alınacaktır.

m. 2339- muamele etmesi için babası veya dedesi tarafından izin verilse bile buluğa ermemiş bir çocukla yapılan muamele bâtıldır. fakat muamelesi çocuklar için normal olan kıymeti az bir şeyin muamelesini, mümeyyiz çocukla yapmanın sakıncası yoktur. yine eğer alış-veriş akdini okumadan vekil olursa veya parayı satıcıya verip malı alıcıya ulaştırırsa ya da malı alıcıya verip parasını satıcıya yetiştirirse, - gerçekten alış-veriş baliğ iki kişi

arasında gerçekleştiğinden- muamele sahihtir. ama satıcı ve alıcının, çocuğun parayı ve malı sahibine ulaştıracağına yakinleri olmalıdır.

m. 2340- baliğ olmayan çocuğa bir şey satar veya ondan bir şey alırsa; çocuktan aldığı para veya malı sahibine vermelidir ya da sahibinin rızasını almalıdır. eğer sahibini tanımıyorsa ve tanıma imkanı da yoksa çocuktan aldığı şeyi, onun sahibi adına sadaka etmelidir. fakat aldığı şey çocuğun kendi malı ise çocuğun velisine, eğer onu da bulamazsa şer'i hakime vermelidir.

m. 2341- bir kimse buluğa ermemiş çocukla muamele yapar ve çocuğa verdiği para veya ma! da zayi olursa, çocuktan ya da onun velisinden hak talep edemez.

m. 2342- alıcı veya satıcı muameleye mecbur edildiğinde, muameleden sonra muameleye razı olur ve razı olduğunu sِylerse, muamele sahihtir. ama, muamele akdini yeniden sِylemek ihtiyaten müstehaptır.

m. 2343- bîr kimse, başka birinin malını sahibinin izni olmaksızın satarsa mal sahibi onun satmasına razı olmaz ve izin vermezse muamele bâtıldır.

m. 2344- çocuğun baba; ve baba dedesi ancak çocuğa zararı olmadığı taktirde, çocuğun malını satabilir. hatta maslahat olmayınca satmamak daha iyidir. ama baba ve dedenin vasisi şeriat hakimi, çocuğun malını, sadece çocuğun maslahatı, malı satmakta olduğu taktirde satabilirler.

m. 2345- bir kimse, bir malı gasp ederek satarsa, sattıktan sonra malın sahibi bu muameleye kendisi için müsaade ederse, muamele sahihtir. ihtiyaten farz olarak müşteri ve mal sahibi, mal ve onun karşılığı için olan menfaat üzerine anlaşmalıdırlar.

m. 2346- bir kimse gasbettiği malı, parası kendisinin olmak kastıyla satarsa, mal sahibi bu muameleye izin vermedikçe muamele bâtıldır. eğer malı gasp eden için muameleye izin verse de muamelenin sahih olması sakıncalıdır. zahiren, para mal sahibinindir.

mal ve karŞiliĞinin Şartlari

m. 2347- satılan malın ve karşılığında alınan şeyin şartlan vardır:

miktarı, ِlçü, tartı, sayı ve benzeri şeylerle belirli olması gerekir.

teslim edilmesi mümkün olmalıdır, buna gِre kaçmış bir atın satışı sahih değildir. ama, kaçmış bir kِleyi teslim edebileceği bir şeyle beraber meselâ bir halıyla beraber satarsa o kِle bulunmasa bile muamele sahihtir. ama kِleden başkasında sakıncalıdır. kaçmış bir kِleyi azad etmek için alabilirler ve onun başka bir şeyle birlikte olmasına da gerek yoktur.

satılan ve karşılığında alınan şeydeki, halkın muameleye temayüllerinin değişmesine sebep olan ِzellikler belirtilmelidir.

sahiplerinden başka bir kimse, satılan malda ve karşılığında bir hakka sahip olmamalıdır, buna gِre birinin yanında rehin bıraktığı malı onun müsaadesi olmadan satamaz.

malın kendisi satılmalıdır, menfaati değil! o halde meselâ, bir evin yıllık menfaatini satarsa sakıncalıdır. ama alıcı para yerine, mülkün menfaatini verirse, meselâ aldığı bir sergi karşılığında evinin bir yıllık menfaatini ona devrederse sakıncası yoktur bunlara ait hükümler ilerde açıklanacaktır.

m. 2348- bir şehirde, ِlçü ve tartıyla muamele edilen bir mal o şehirde ِlçü ve tartıyla alınmalıdır. ama, aynı mal gِrmekle muamele edilen bîr şehirde gِrmekle alınabilir.

m. 2349- alım ve satımı tartıyla yapılan bir şey, ضlçüyle de satılabilir, meselâ, on men buğday satmak isteyen bir kimse, bir men buğday alan bir ِlçekle ِlçerek on ِlçek buğday verebilir.

m. 2350- eğer bu sِylenen şartlardan -dِrdüncü şart hariç- birisi muamelede bulunmazsa, muamele bâtıldır. ama alıcı ve satıcı birbirlerinin mallarında tasarruf etmeye izin verirlerse tasarruf etmelerinde sakınca yoktur. dِrdüncü şart, rehin alan muameleyi onaylar veya ma! rehinden çıkarsa muamele sahihtir.

m. 2351- "vakıf olmuş bir şeyin muamelesi bâtıldır. ama vakf edildiği amaca uygun olarak yararlanma imkanı kalmayacak kadar harap olmuş ise meselâ, camiye serilmiş olan bir hasır, üzerinde namaz kılınamayacak hale gelmişse onun satılmasında sakınca yoktur. eğer mümkün olursa onun parasını yine o camiye sarf etmeliler ki vakf edenin maksadına yakın olsun.

m. 2352- kendilerine mal vakfedilen kimseler arasında vakfedilen mal satılmadığı taktirde can veya mal kaybına yol açacağı zannı doğacak şekilde ihtilaf çıkarsa, o malı satıp vakf edilenler arasında bِlüştürebilirler. yine, vakfeden onun satılmasında maslahat olmasını şart ederse, satabilirler. ama, yalnız vakf olunan yer satılıp başka bir yer almakla ihtilaf bitecekse, vakf olunan yer başka bir yere dِnüştürülmeli veya vakıf satılarak parasıyla başka bir yer alınıp birinci vakfın yerine ve aynı doğrultuda vakfedilmelidir.

m. 2353- başkasına kiraya verilmiş bir mülkü satmanın sakıncası yoktur. ancak o mülkün menfaati kirada olduğu

sürece kiralayana aittir. alıcı, o mülkün kiraya verildiğini bitmezse veya kira müddetinin az olduğunu zannederek almışsa, ِğrendikten sonra muameleyi bozabilir.

alim-satim akdi

m. 2354- alım-satım işlerinde akdi arapça okumak gerekmez. meselâ, satıcı türkçe olarak "bu malı bu para karşılığında sattım" der ve alıcı da 'kabul ettim' derse muamele sahihtir. ama alıcı ve satıcının, bu sِzleri sِyleme maksatları inşâ yani alma ve satma olmalıdır

m. 2355- eğer muamele zamanı akd okunmaz, ama satıcı, alıcıdan aldığı mal karşılığında kendi malını onun mülkü yapar ve o da alırsa muamele sahihtir ve mallar devredilmiş olur.

meyvelerin alim satimi

m. 2356- çiçeğini dِküp, normal olarak afet gِrme zamanını atlatmış olacak şekilde tanelenmiş meyvelerin, toplanmadan ِnce satışı sahihtir. olgunlaşmamış üzümü ağaç üzerinde satmanın sakıncası yoktur. ama onların mikt5arı uzmanlar tarafından tahmin yoluyla belirlenmelidir.

m. 2357- eğer ağaçta olan meyveyi, çiçeğini dِkmeden satmak isterlerse, maliyeti ve satıcının malı olan ve tek başına satılabilecek bir şeyi onunla beraber satmalıdırlar.

m. 2358- ağaç üzerinde sararmış veya kızarmış hurmayı satmanın sakıncası yoktur; ama, onun karşılığı hurma olarak alınmamalıdır.

m. 2359- yılda bir kaç defa toplanan salatalık, patlıcan, yeşil sebzeler ve benzeri şeylerin satılması, (gِzle gِrülecek şekilde) çıkmış olur ve alıcının yıl içinde kaç defa toplayacağı tayin edilirse sakıncası yoktur.

m. 2360- arpa ve buğday başağını, taneler oluştuktan sonra,, arpa ve buğday dışında başka bir şey karşılığında satarsa sakıncası yoktur.

peŞin ve veresiye

m. 2361- eğer bir mal peşin satılmışsa, alıcı ve satıcı muameleden sonra birbirlerinden mal ve parayı isteyip alabilirler. ev, arsa ve benzeri şeylerin verilmesi, alıcının tasarruf edebileceği şekilde onun ihtiyarına vermektir. sergi elbise ve benzeri şeylerin verilmesi ise alıcı onları başka yere gِtürmek isterse gِtürebileceği şekilde ihtiyarında olup satıcının müdahale etmemesidir.

m. 2362- veresiye muamelelerde zamanın tam olarak belirtilmesi gerekir. parasını harman zamanı almak üzere bir mal satılırsa, vakit tam olarak belirtilmediğinden muamele bâtıl olur.

m. 2363- bir malı veresiye satarsa, satıcı onun karşılığını kararlaştırılan vakit dolmadan isteyemez. ama alıcı ضlürse, ve malı da varsa, satıcı vakit dolmadan ِnce alacağını onun mirasçılarından isteyebilir.

m. 2364- veresiye sattığı bir mal için kararlaştırılan süre tamamlandıktan sonra satıcı, alacağını isteyebilir. ama alıcı, ِdeyemezse, ona mühlet vermelidir.

m. 2365- malın kıymetini bilmeyen kimseye, bir miktar veresiye verir ve fiyatı da sِylemezse, muamele bâtıldır. ama peşin satış fiyatını bilen bir kimseye malı veresiye verir ve tutarını fazla hesaplarsa, meselâ, sana veresiye verdiğim malı, peşin fiyatından lira başına bir kuruş daha fazla hesaplıyorum derse ve o da kabul ederse, sakıncası yoktur.

m. 2366- bir malı veresiye satıp, parasını almak için bir müddet kararlaştırmış bir kimse, müddetin yansı geçtikten

sonra, alacağından düşer ve kalan kısmı da peşin alırsa sakıncası yoktur.

selef muamelesi

m. 2367- alıcının sonradan malı almak üzere para vermesine selef muamelesi denir eğer "malı altı ay sonra almak üzere bu parayı veriyorum" derse, satıcı da "kabul ettim" derse, ya da satıcı parayı alıp "filan malı altı ay sonra vermek üzere sattım" derse muamele sahihtir.

m. 2368- altın veya gümüş cinsinden olan parayı selef olarak satar ve karşılığında -aynı cinsten olan- altın veya gümüş para alırsa muamele batıl olur; ama eğer malı selef satar ve onun karşılığını başka bir mal veya para olarak alırsa muamele sahihtir. ihtiyaten müstehap olarak sattığı malın karşılığında başka bir mal değil, para almalıdır.

selef muamelesinin Şartlari

m. 2369- selef muamelesinin altı şartı vardır:

malın kıymetini değiştiren ِzelliklen belirtmek, ama, fazla dikkat gerekmez; halkın, malın ِzellikleri belli oldu, diyeceği kadar belirtmek yeterlidir. o halde ekmek, et, hayvan derisi ve benzeri şeylerde yapılan selef muamelelerinde müşteriye gizli kalmayacak kadar ِzellikleri açıklanamazsa ve dolayısıyla muamelede aldatma (tağrir) olursa bâtıldır.

alıcı ile satıcı birbirinden ayrılmadan ِnce, alıcının, paranın tamamını satıcıya vermesi gerekir, ya da onun miktarı kadar bir parayı satıcıdan alacaklı olmalı ve satıcıda olan alacağını, malın parasının karşılığı hesaplamalı ve o da kabul etmelidir. eğer malın kıymetinden bir miktarını

verirse, muamelenin o miktarı sahihtir; ama, satıcı, muamelenin o miktarını bozabilir.

müddeti tam olarak belirtmeliler. meselâ, "harman zamanına kadar veririm" derse, zaman tam olarak belirtilmediğinden muamele bâtıl olur.

malın verileceği zaman belirtilmelidir; satıcı o malı veremeyecek kadar, malın çok zor bulunduğu bir zaman tayin edilmemelidir.

malın teslim edileceği yeri belirtmeliler. ama onların konuşmalarından onun yeri belli oluyorsa, ayrıca o yerin ismini zikretmeye gerek yoktur.

Back Index Next