Büyük Taklit Mercii
   Hayat Öyküsü
   Eserleri
   Ahkam ve Fetvalar
   Mesajlar
   Gençler İçin İlmihal
   Resimler
   Soru ve Cevaplar
   Alimlerin Hayat
   Vucuhat hakkında

   E-Mail Listing:


 
Back Index Next

Hatırlatma:

Deve, inek ve koyunun başka nisapları da vardır ayrıntılı bilgi için tam ilmihalin 1978'ci ve sonraki meselelere müracaat ediniz.

Zekat Hükümleri:

M. 396- Eğer hayvan yıl boyunca çölde otlarsa zekatı vaciptir. Öyleyse eğer yıl boyunca veya yılın bir miktarı ekilmiş tarladan otlayan veya biçilmiş ot yiyen hayvanın zekatı yoktur.

M. 397- Altın ve gümüş kendisi sikke olursa veya alış verişin yaygın olduğu sikkeler halinde olursa zekat vaciptir. Ama bugün kadınların ziynet olarak kullandıkları altın ve gümüşe zekat yoktur.

M. 398- Zekat vermek ibadettir ve onu zekat niyeti ve kurbet kastı ile vermelidir.

Zekatın Masrafı

M. 399- İnsan zekatı sekiz yerde sarf edebilir:

       1- Fakir ve miskin

       2- Zekat verildiği takdirde İslam'a meyledecek veya savaşta Müslümanlara yardım edecek kafirler

       3- Borcunu ödeyemeyen borçluya vermek

       4- Allah yolunda harcamak. Yani cami ve medrese yapmak gibi genel dini menfaati olan işlerde yada köprü yapmak, yolları ıslah etmek gibi bütün Müslümanların faydalanabileceği işlerde. Kısacası İslam ve Müslümanlar için yararı olan her işte.

ALIŞ VERİŞ HÜKÜMLERİ

M. 400- Alış veriş hükümlerini ihtiyaç miktarınca öğrenmek farzdır.

M. 401- Tar ve saz gibi haram işlerde kullanılan eğlence aletlerinin alımı-satımı haramdır.

M. 402- Helal yönde kullanılması mümkün olan bir şeyin haram yolda masraf edilme kastıyla satılması; mesela üzümün, şarap yapılması kastıyla satılması, haramdır ve farz olan ihtiyat gereği muamelede  batıl olur.

M. 403- Saptırıcı kitapları alıp satmak, saklamak, yazmak, okumak ve ders vermek haramdır; ancak şüphelere cevap vermek gibi doğru hedefler için ap vermek gibi doğru hedefler için olursa sakıncası yoktur.

M. 404- Muamelede hile yapılması haramdır. Yani başka bir şeyle karıştırılan bir malı mesela, su karıştırılmış sütü satmak gibi, karıştırılan bir şey belli olmasa ve satıcıda bu durumu alıcıya söylemese muamelede hile  yapılmış (gıyş) sayılır ve haramdır.

M. 405- Muamelede satılan ve karşılığı alınan şeylerin hususiyetlerinin söylenmesi gerekir. Ama halkın alışverişte fikirlerinin değişmesine sebep olmayan özelliklerin belirtilmesi lazım değildir.

M. 406- Ölçü ve tartıyla satılan cinsten bir şeyi aynı cinsin fazlasına satarsa mesela, bir kilo buğdayın karşılığında bir kilo buğday ve bir lira para alırsa  ribadır ve haramdır.

M. 407- Satıcının, eşyanın fiyatında müşteriler arasında fark koymaması, eşyanın kıymetinde zorluk çıkarmaması, kendisiyle alış-veriş yapan kimse pişman olursa ve ondan muameleyi bozmayı isterse kabul etmesi müstehaptır.

M. 408- Muamelede yemin etmek doğru birşey için ise mekruh; yalan ise haramdır.

İnsanın Muameleyi Bozabileceği Yerler:

M. 409- Alıcı ve satıcı onbir yerde muameleyi bozabilirler bunlardan bazıları:

       1-Alıcı veya satıcı alış-verişte aldatılmış olursa.

       2-Muamelede, bir müddete kadar ikisinin de veya birinin muameleyi bozabileceği şart koşulmuşsa. Mesela üç gün içinde her kim pişman olursa muameleyi bozabilir denmişse.

       3-Alıcı veya satıcı, alışverişin yapıldığı yeri terk etmeden önce; mesela bir eşyayı almışsa aldığı yerden ayrılmadan önce muameleyi bozabilir.

       4-Muameleden sonra aldığı malın kusurlu olduğunu anlarsa.

       5-Satıcı, müşterinin göremediği belli bir malın özelliklerini söyler ve sonradan söylendiği gibi olmadığı anlaşılırsa, bu durumda müşteri muameleyi bozabilir. Mesela bu defter 200 yaprak der sonra az olduğu anlaşılırsa.

M. 410- Eğer muameleden sonra malın kusurlu olduğunu anlar ve hemen muameleyi bozmazsa, farz olan ihtiyat gereği muameleyi feshetme hakkı kalkar ama bu konuyla ilgili hükmü bilmiyorsa muameleyi bozabilir.

BORÇ

Borç vermek Kur'an ayetlerinde ve peygamberin hadislerinde çok tavsiye edilen müstehap amellerdendir.Borç veren insan kıyamet gününde ödüllendirilecektir.

BORÇ KISIMLARI

       1- Müddetli: Borç zamanı ve borçlunun borcunu ne zaman ödeyeceği belirlenmiştir.

         2- Müddetsiz: Ödeme zamanı belirlenmeyen borca denir.

 BORÇ HÜKÜMLERİ:

M. 411- Eğer borçlanma akdinde borcu ödemek için bir zaman belirlenirse o tarihten önce borç veren kimse alacağını isteyemez.

M. 412- Eğer bir müddet belirlememişlerse, alacaklı olan parasını istediği her zaman talep edebilir.

M. 413- Borç ödeme zamanı gelmiş olan veya borcun süresi olmadığı durumda alacaklı parasını isterse, eğer borçlu ödeyebilecek durumdaysa, hemen ödemelidir ve eğer geciktirirse, günah işlemiş olur.

M. 414- Borç veren kişi karşı taraftan bir müddet sonra örneğin bir yıl sonra verdiğinden daha fazlasını isterse veya kendisi için bir iş yapmasını isterse, bu faizdir ve haramdır.Örneğin, 1000 lira borç verip bir yıl sonra 1200 lira istemesi gibi…

M. 415- Eğer borç veren verdiğinden fazlasını almayı şart koşmamışsa ama borçlu kimsenin aldığı borçtan daha fazlasını geri vermesi müstehap olup, sakıncası da yoktur

 EMANET

Bir kimse, malını başka birisine verir ve ona, bu senin yanında emanet kalsın der ve o da kabul ederse, söylenecek olan emanet hükümlerine göre amel etmelidir.

EMANET HÜKÜMLERİ:

M. 416-Emaneti koruyamayan bir kimse farz olan ihtiyat gereği emaneti kabul etmemelidir.

M. 417- Bir şeyi emanet bırakan kimse, istediği zaman onu alabilir ve yine emaneti kabul eden kimsede istediği zaman onu sahibine geri vermelidir.

M. 418- Emaneti kabul eden kimse, eğer onun (korunması)için uygun yeri yoksa, uygun bir yer temin etmelidir.Örneğin;emanet olarak bir miktar para bırakmışlarsa ve emaneti alan evde onu koruyamayacaksa bankaya yatırmalıdır.

M. 419- Emanet kabul eden kimse onu korumakta ihmalkarlık yapmıştır denilmeyecek şekilde onu korumalıdır.

M. 420- Halkın emaneti zarar gördüğünde:

       1-Eğer emaneti alan kimse onu korumada ihmalkarlık etmiş ise bedelini ödemelidir.

       2-Emaneti korumakta ihmalkarlık yapmaz tesadüfen veya sel gibi bir olay sonucu o mal zarar görürse sorumlu değildir.

M. 421- Emaneti kabul eden kimse emaneti sahibinin izni olmadan onu kullanamaz.

ARİYET

Ariyet; insanın kendi malını kullanması için karşılığında bir şey almadan, bir başkasına vermesine denir. Mesela eve gidip gelmesi için bisikletini birisine vermek.

M. 422- Bir şeyi ariyet veren kimse, istediği zaman alabilir ve yine ariyet kabul eden kimsede istediği zaman onu sahibine geri verebilir. Elbette birinci şekilde eğer ariyeyi geri alma ariyeyi alana zarar verirse farz olan ihtiyat gereği biraz mühlet vermelidir.

M. 423- Eğer bir insan ariyet aldığı şeyi korumakta kusur etmez,  ondan faydalanmakta fazla ileri gitmez ve tesadüfen ariyet aldığı şey zarar görürse zamin değildir. Ama eğer onu korumakta ihmalkarlık eder veya onu kullanmakta aşırı gitmiş ise bedelini ödemelidir.

M. 424- Eğer ariye zarar gördüğü takdirde zamin olduğunu şart koşmuşlarsa onun bedelini vermelidir.

BULUNAN VE KAYBOLAN EŞYALARIN HÜKÜMLERİ

M. 425- Eğer insan bir şeyi bulur ama almaz ise herhangi bir görevi yoktur.

M. 426- Eğer bulduğu bir şeyi alırsa şu ahkama göre amel etmelidir: Bulduğu bir malın sahibini belirtecek herhangi bir alamet yoksa ve kıymeti 12/6 nohut sikkeli gümüş ağırlığından az olursa kendisi alabilir ama sahibi bulunduğu zaman farz olan ihtiyata göre bedelini ona vermelidir. Bulduğu şeyin kıymeti 12/6 sikkeli nohut gümüş ağırlığına ulaşırsa ve sahibini bulabileceği bir alameti varsa bulduğu günden itibaren bir hafta her gün, sonra bir yıla kadar haftada bir gün insanların toplandığı yerde ilan ederse yeterlidir.Eğer bir yıl ilan eder ve malın sahibi bulunmazsa, sahibi bulunduğunda bedelini ona vermek kastıyla kendisine alabilir veya sahibine vermek kastıyla saklayabilir. Yine sahibi adına sadaka verebilir. Ama müstehap olan ihtiyata göre sahibi adına seyit olmayan birine sadaka vermelidir.

 M. 427- İlan etmenin faydasız olduğunu bilir veya sahibinin bulunacağından ümidini keserse ve ilan etmek boş bir iş sayılırsa ilan etmek gerekmez.

M. 428- Bir kimsenin ayakkabılarını alıp yerine başka bir ayakkabı bırakmışlarsa, kalan ayakkabının kendi ayakkabısını alana ait olduğunu, sahibinin bilerek onları bıraktığı ve ayakkabısı yerine onun götürülmesine razı olduğunu bilirse ve sahibinin bulunmasından ümitsizse veya sahibini bulmak onun için meşakkatli olacaksa, kendi ayakkabıları yerine onları alabilir. Ama onların kıymeti kendi ayakkabılarından fazla olursa, sahibi ne zaman bulunursa kıymet farkını ona ödemelidir. Eğer sahibinin bulunmasına ümidi olmazsa, kıymetin fazlasını sahibi adına seyyid olmayan fakire sadaka vermelidir.

M. 429- Ayakkabısı götürülen kimse eğer orada kalan ayakkabıların kendi ayakkabılarını götüren kimseye ait olmadığına ihtimal verirse, sahibini aramalıdır eğer onu bulmaktan ümitsiz olursa ve 12/6dığına ihtimal verirse, sahibini aramalıdır eğer onu bulmaktan ümitsiz olursa ve 12/6 nohut sikkeli gümüşten az olursa, onları kendisi için alabilir. Eğer kıymeti fazla olursa bir yıl ilan etmelidir, bir yıl sonra ihtiyaten farz olarak şer'i hakimin izniyle seyyid olmayan fakir birine vermelidir.

GASP HÜKÜMLERİ

Gasp, insanın zorla birinin malına veya hakkına el koymasıdır. Gasbetmek kıyamet günü insanın çetin azaba maruz kalmasına sebep olan büyük günahlardan biridir.

M. 430-İnsan bir şeyi gasbetmişse haram işlemişdir ve o malı sahibine geri vermelidir Eğer o şey zayi olursa bedelini sahibine vermelidir.

M. 431-Gasbettiği şeye zarar verirse farkını sahibine ödemelidir.

M. 432-Gasbettiği şeyi, önceki halinden daha iyi olacak şekilde değiştirirse, mesela gasbettiği bisikleti tamir ederse bu durumdayken mal sahibi "malı bu şekilde ver" derse o şekilde vermelidir. Çektiği zahmetler için ücret alamaz. Mal sahibi müsaade etmeden onu eski haline getirmeye de hakkı yoktur.

YENİLECEK VE İÇİLECEKLERİN HÜKÜMLERİ

Yüce Allah bu güzel tabiatı, bazı hayvan, meyve ve bitkileri yeme, içme, giyim, mesken ve diğer ihtiyaçlarını karşılaması için insanın emrine vermiştir. Ama insanın canının korunması, cisminin ve ruhunun sağlamlığı, neslin devamı ve diğerlerinin hukukunun korunması için yeme içme ile ilgili koyulan bazı kanun ve kuralları bu kısımda tanıyacağız.

M. 433- İnsanın ölümüne sebep olacak veya insana zararı olan bir şeyi yemek haramdır.

M. 434- Necis bir şeyi yemek veya içmek haramdır.

M. 435- Toprak yemek haramdır.

M. 436- Hazret-i Seyyidü'ş şüheda imam Hüseyin (a.s)‘ın türbesinin toprağından şifa için az miktarda yemenin sakıncası yoktur, Türbeti suyla karıştırıp, tamamen suda eridikten sonra içmek daha iyidir.

M. 437- Açlık ve susuzluktan ölmek üzere olan bir Müslüman'a ekmek ve su verip ölümden kurtarmak her Müslüman'a farzdır.

YEMEK YEME ADABI

M. 438- Yemek yerken müstehap olan ameller:

       1- Her iki eli yemekten önce ve sonra yıkamak.

       2- Yemeğe başlarken "Bismillah" demek ve yemekten sonra alemlerin Rabbine hamd etmek.

       3- Yemeği sağ elle yemek.

       4- Küçük lokma almak.

       5- Yemeği iyi çiğnemek.

       6- Meyve ve sebzeleri yemeden önce su ile yıkamak.

       7- Bir sofra başında bir kaç kişi oturmuşsa, herkesin kendi önündeki yemekten yemesi.

       8- Yemek yemeyi ev sahibinin başlatması ve herkesten sonra bitirmesi.

M. 439- Yemek yerken  mekruh olan ameller:

       1- Tok olduğu halde yemek yemek.

       2- Çok yemek.

       3- Yemek yerken başkalarının yüzüne bakmak.

       4- Yemeği sıcak yemek.

       5- Yediği veya içtiği şeye üflemek.

       6- Ekmeği bıçakla kesmek.

       7- Ekmeği yemek tabağının altına koymak ve ekmeğe yapılan her türlü sayga koymak ve ekmeğe yapılan her türlü saygısızlık.

       8- Meyveyi tamamen yemeden atmak.

SU İÇMENİN ADABI

M. 440- Su içmenin müstehapları:

       1-Suyu gündüz ayakta içmek.

       2-Suyu içmeden önce "Bismillah" içtikten sonra "Elhamdulillah" demek.

       3-Suyu üç yudumda içmek.

       4-Suyu içtikten sonra Hazret-i İmam Hüseyin'i (a. s) ve onun Ehl'i Beytini hatırlamak ve onların katillerine lanet okumak.

M. 441- Su İçmenin Mekruhları

       1- Çok su içmek.

       2- Yağlı yemekten sonra su içmek.

       3- Sol elle su içmek.

       4- Geceleyin ayakta su içmek.

Back Index Next