|
|||||||||||||||||||||
|
m. 1012- sabah, akşam ve yatsı namazlarında fatiha ve sureyi sesli okumak erkeğe farzdır, ِğle ve ikindi namazlarında fatiha ve sureyi yavaş okumak kadın ve erkeğe farzdır. m. 1013- erkek; sabah, akşam ve yatsı namazlarında fatiha ve surenin bütün kelimelerini, hatta onların son harflerini sesli okumaya dikkat etmelidir. m. 1014- kadın; sabah, akşam ve yatsı namazlarının fatiha ve suresini sesli okuyabileceği gibi sessiz de okuyabilir. fakat sesini namahrem duyacaksa ihtiyaten farz olarak yavaş okumalıdır. m. 1015- eğer sesli okuyacağı namazları kasten yavaş, ve yavaş okuyacağı namazları kasten sesli okursa; namazı batıldır. fakat unutkanlık yüzünden ya da sert hükmünü bilmemesinden olursa namazı sahihtir. eğer fatiha ve sureyi okurken bile yanlışlık yaptığını anlarsa, okuduğu kısmı ikinci defa okuması gerekmez. m. 1016- bir kimse fatiha ve sureyi okurken sesini normalden fazla yükseltirse, mesela bağırarak olursa, namazı batıl olur. m. 1017- insan, yanlışlık yapmamak için namazı ضğrenmelidir. doğrusunu ِğrenmeye asla imkanı olmayan bir kimse, nasıl gücü yetiyorsa ِyle kılmalıdır. bِyle bir kimsenin namazını cemaatle kılması ihtiyaten müstehaptır. m. 1018- fatiha'yı, sureyi ve namazın diğer şeylerini iyice bilmeyen fakat ِğrenme imkanına sahip olan bir kimse; namaz vakti muşa itse, ِğrenmelidir. eğer vakit darsa ihtiyaten farz gereğince, mümkünse namazını cemaatla kılmalıdır. m. 1019- ihtiyaten farz gereği, namazın farz kısımlarını ِğretmek için ücret alınmamalıdır. ama müstehaplarını ِğretmek için alınmasında sakınca yoktur. m. 1020- eğer fatiha ve surenin bir kelimesini bilmezse veya kasten onu okumazsa ya da (zâd) yerine (za) okumak gibi-bir harfin yerine başka bir harf okursa veya "üstün" ve "esre" olmaması gereken yerden üstün ve esreyle okursa veya şeddeyi okumazsa namazı batıldır. m. 1021- eğer insan, bir kelimeyi doğru bilerek namazda ِylece okur, sonra da yanlış okuduğunu anlarsa; namazı ikinci kez yeniden kılması ve eğer vakit geçmişse kaza etmesi ihtiyaten müstehaptır. m. 1022- eğer bîr kelimenin harekesini (üstün, ِrte ve esresini) bilmezse ِğrenmelidir. fakat bir kelimenin sonunda vakf yapmak caiz ise ve her zaman o kelimeyi okurken sonunda duruyorsa, onun harekesini ِğrenmesi gerekmez. yine mesela, bir kelimedeki harfin (^-) (sin) veya (,y) (sâd) olduğunu bilmezse ِğrenmelidir. eğer bunları iki şekilde veya fazla okursa, mesela, *** de *** kelimesini bir defa *** ile bir defa da *** ile okursa namazı batıldır; eğer (kıraat imamları tarafından) iki türlü kıraat edilmiş olursa ve gerçeğe ulaşmak için okunursa sakıncası yoktur. m. 1023- eğer bir kelimede *** (vav) bulunursa ve kelimede, vav dan ِnceki harfin harekesi _i_ (ِtre) olursa ve vav dan sonraki harf (.) (hemze) olursa *** (su) kelimesinde olduğu gibi - vav meddli yani uzatarak okumak daha iyidir. ayrıca bir kelimede elif harfi olursa, o kelimede eliften ِnceki harfin harekesi de *** (üstün) olursa ve o kelimede eliften sonraki harf hemze olursa *** kelimesi gibi - onun elifini uzatarak okumak daha iyidir. ayrıca bir kelimede *** (ya) olursa ve ya dan ِnceki harfin harekesi (esre) ve o kelimede ya dan sonraki harf hemze olursa *** kelimesi gibi (j) (ya)yı meddi okumak daha iyidir. eğer bu *** (vav) *** (elif) ve *** (ya) dan sonra (.) (hemze) yerine sakin, yani esre, üstün ve ِtresi olmayan bir harf olursa; yine de bu üç harfi meddi okumak daha iyidir. *** ِrneğinde olduğu gibi eliften sonraki lam harfi sakin olduğu için onun elifini meddi okumak daha iyidir. m. 1024- güçlü gِrüş gereğince namazda vakf be- hareket (hareket ile durma) ve vasi be-sükun (sükun ile birleştirme) yapılması gerekli değildir. vakf be-hareketin anlamı şudur; bir kelimenin sonundaki üstün, esre veya ِtreyi sِyleyip, o kelimeyle sonraki kelime arasında fasıla bırakmak; mesela "er-rahmanirrahim" derken "er- rahim"ın mim'ini esreli sِyleyip ve sonra bir miktar fasıla bırakarak "malikîyevmiddin" demek. vasi be-sükun ise; bir kelimenin üstün, esre veya ِtresini sِylemeden onu bir sonraki *** kelimeye bitiştirmektir. mesela "errahmanirrahim" derken "errahim"in mim harfinin esresini sِylemeyip hemen "malikiyevmiddin" demek. m. 1025- namazın üçüncü ve dِrdüncü rekatında sadece bir fatiha veya üç defa tesbihat-ı erbaa, yani üç defa: *** okunabilir, ihtiyaten farz gereğince tesbihat-ı erbaa’yı üç defa sِylemelidir. bir rekatta fatiha, ِbür rekatta tesbihat da okuyabilir. fakat her iki rekatta da tesbihat okuması daha iyidir. m. 1026- vakit dar olduğunda, tesbihat-ı erbaa'nın bir defa sِylenmesi gerekir. m. 1027- namazın üçüncü ve dِrdüncü rekatında fatiha veya tesbihat! sessiz okumak, erkek ve kadına farzdır. m. 1028- eğer üçüncü ve dِrdüncü rekatta fatiha okunursa, onun bismillah'ını da sessiz okumak ihtiyaten farzdır. ضzellikle memuma ve namazını münferit (cemaata katılmadan) kılan kimse için. m. 1029- tesbihat-ı ِğrenemeyen veya doğru okuyamayan bir kimse üçüncü ve dِrdüncü rekatta fatiha'yı okumalıdır. m. 1030- eğer namazın ilk iki rekatında, son iki rekat zannıyla tesbihat okursa ve rüku'a varmadan ِnce anlarsa fatiha ve sureyi okumalıdır ve ihtiyaten müstehap olarak namazdan sonra fazladan okuduğu tesbihat için sehiv secdesi yapmalıdır; eğer rüku'da anlarsa namazı sahihtir. m. 1031- eğer namazın son iki rekatında, namazın ilk iki rekatı zannederek fatiha okursa veya namazın ilk iki rekatında son iki rekat zannıyla fatiha okursa; ister rüku'dan ِnce anlasın, ister sonra namazı sahihtir. m. 1032- eğer üçüncü ve dِrdüncü rekatta fatiha okumak isterken tesbihat diline gelse veya tesbihat okumak isterken fatiha diline gelse, bu durumda güçlü gِrüş gereğince onu bırakıp fatihayı veya tesbihatı ikinci kere okumalıdır. fakat bir şeyi okumayı adet etmiş de diline o gelmiş ve kalbinin derinliklerinde de onu okumayı kastetmişse onu tamamlayabilir, namazı sahihtir. m. 1033- üçüncü ve dِrdüncü rekatlarda tesbihat okumayı adet eden ve kasıtsız olarak fatiha okumaya başlayan kimse güçlü gِrüş gereğince onu bırakıp yeniden fatiha'yı veya tesbihati okumalıdır. m. 1034- üçüncü ve dِrdüncü rekatlarda tesbihattan sonra mesela, *** (estağfirullahe rabbi ve etubü ileyhi) veya *** (allahummağfirli) diye istiğfar etmek müstehaptır eğer fatiha veya tesbihatı okuduğunu zannederek istiğfara başlamış ve sonra da fatiha veya tesbihatı okuyup okumadığından şekke düşmüşse şekkine itina etmemelidir. yine nama? kılan rükuya eğilmeden ِnce ve istiğfar sِylemekle de meşgul olmadığı halde fatiha veya tesbihatı okuyup okumadığında şekke düşerse, sekicine itina etmemelidir. m. 1035- eğer üçüncü veya dِrdüncü rekatın rükusunda veya rükuya gitme halinde fatiha veya tesbihatı okuyup okumadığından şek ederse, şekkine itibar etmemeli. m. 1036- bir ayet veya kelimeyi doğru okuyup okumadığından şekke düşen bir kimse, ondan sonraki bir şeye başlamamışsa o ayet veya kelimeyi doğru bir şekilde okumalıdır. ondan sonra rükün olan bir şeye başlamışsa rükuya vardıktan sonra surenin filan kelimesini doğru mu yanlış mı okuduğundan şekke düşmesi gibi - şekkine itibar etmez. eğer başladığı şey rükün değilse - allahu's-samed sِylerken, kul hüvellahu ahad doğru mu yanlış mı okuduğunda şekke düşmesi gibi - yine şekkine itibar etmeyebilir. fakat ihtiyat olarak o ayet veya kelimeyi sahih bir şekil de tekrar sِylerse sakıncası yoktur. hatta bir kaç kere şek ederse, bir kaç defa düzeltebilir; ancak vesvese derecesine varırsa ve yine okursa, ihtiyaten farz gereği namazını yeniden kılmalıdır. m. 1037- birinci rekatta fatiha okumadan ِnce euzü billahi min-eş şeytan-ir racim *** demek, ِğle ve ikindi namazının birinci ve ikinci rekatında "bismillah" *** cemaat imamı dışındakilerin yüksek sesle sِylememeleri, fatiha ve sureyi ağır ve itinalı olarak okumak, her ayetin sonunda durmak, yani ayeti sonraki ayete bağlamamak, fatiha ve sureyi okurken manasına dikkat etmek, eğer namazı cemaatle kılıyorsa imam fatihayı tamamladıktan sonra, yalnız kılıyorsa fatiha'yı kendisi tamamladıktan sonra "el-hamdu lillahi rabbi'i-alemin" demek, ihlas suresini okuduktan sonra bir, iki veya üç defa "kezalikellahu rabbi" veya üç defa "kezalikellahu rabbuna" demek, rüku'dan ِnceki tekbiri veya kunutu, sureyi okuduktan sonra biraz durup sonra yerine getirmek, müstehaptır. m. 1038- bütün namazların ilk rekatlarında kadir ve ikinci rekatlarında ihlas suresini okumak müstehaptır. m. 1039- insanın, bir günün namazlarının hiçbirinde ihlas suresini okumaması mekruhtur. m. 1040- ihlas ve fatiha suresini bir nefeste okumak mekruhtur. m. 1041- birinci rekatta okuduğu bir sureyi ikinci rekatta da okuması mekruhtur. ama ihlas suresini her iki rekatta da okusa mekruh değildir. rükum. 1042- her rekatta, kıraatten sonra eller diz kapaklarına ulaşacak şekilde eğilmek gerekir; bu amele rüku' denir. m. 1043- rüku' miktarı eğilip elleri dizlerine koymamak ihtiyata aykırıdır; o halde elleri diz kapaklarına koymak ihtiyata uygundur. m. 1044- eğer rükuyu normal olmayan bir şekilde yaparsa, mesela, sağa veya sola eğilirse; elleri dizlerinin üstüne yetişse bile sahih değildir. m. 1045- eğilmek, rüku maksadıyla olmalıdır; eğer başka bir iş maksadıyla, mesela, bir haşereyi ِldürmek için olursa, onu rüku sayamaz. doğrulup tekrar rüku' için eğilmesi gerekir, bu amel vasıtasıyla rükün çoğalmış olmaz ve namaz da batıl olmaz. m. 1046- el veya kolu, diğerlerinin el ve koluyla farklı olan kimse mesela, kolu uzun olur ve birazcık eğilince dizlerine yetişirse veya dizleri, normal insanlarınkinden daha aşağı olur ve ellerini dizlerine ulaştırması için çok eğilmesi gerekirse, normal seviyede eğilmesi gerekir. m. 1047- oturarak rüku yapan kimsenin, yüzü dizlerinin karşısına gelinceye kadar eğilmesi gerekir; yüzü, secde yerine yaklaşıncaya kadar eğilmesi daha iyidir. m. 1048- insan rüku'da hangi zikri sِylese yeterlidir, ama ihtiyaten farz olarak üç defa "subhanellah" veya bir defa "subhane rabbiyel azim-i ve bi-hamdih"den daha az olmamalıdır. m. 1049- rüku'da sِylenen zikir peş peşe ve sahih arapça ila sِylenmelidir. zikri üç, beş, yedi defa veya daha fazla sِylemek müstehaptır. m. 1050- rüku'da farz olan zikri sِyleme miktarınca bedenin sakin durması gerekir; ihtiyaten farz olarak müstehap zikirleri de rüku'da okunması tavsiye edilen zikirler maksadıyla okursa, bedenin hareketsiz olması gereklidir. m. 1051- rüku'daki farz zikri sِylediği sırada elinde olmayarak bedeninin sakinliği bozulacak şekilde hareket ederse, bedeni sakinleştikten sonra, ihtiyaten müstehap olarak ikinci kere zikri okumalıdır. ama bedenin sakinliği bozulmayacak şekilde hareket etmişse veya parmaklarını oynatmışsa sakıncası yoktur. m. 1052- rüku' miktarı eğilmeden ve beden sakinleşmeden ِnce kasten rüku' zikrini okursa, namazı batıldır. m. 1053- farz olan zikir tamamlanmadan ِnce bilerek başını rüku'dan kaldırırsa, namazı batıldır. eğer unutkanlıkla başını kaldırırsa ve rüku halinden çıkmadan ِnce rüku zikrini tamamlamadığını hatırlarsa, bedenini sakinleştirdikten sonra zikri yeniden okumalıdır. eğer rüku halinden çıktıktan sonra aklına gelirse namazı sahihtir. m. 1054- rüku'da zikir miktarı kalamazsa; eğer rüku halinden ayrılmadan ِnce zikri okuyabilirse, o halde tamamlamalıdır, bunu yapamazsa, ihtiyat gereğince ayağa kalkarken okumalıdır. m. 1055- hastalık ve benzeri sebeple rüku'da bedeni sakinleşemiyorsa; namaz sahihtir, ama, rüku' halinden çıkmadan ضnce farz olan zikri yani "sîibhane rabbiyel- azim-ive bi-hamdihi" veya üç defa "sübhanallah"ı sِylemelidir. m. 1056- rüku miktarı eğilemezse, bir şeye yaslanarak rüku' etmeli, eğer yaslanarak da normal şekilde rüku' yapamazsa eğilebildiği kadar eğilmelidir; hiç eğilemezse, rüku zamanı oturup, oturarak rüku etmelidir. başka bir namaz da kılıp, onun rüku'u için başıyla işaret etmesi ihtiyaten müstehaptır. m. 1057- ayakta namaz kılabilen bir kimse, ayakta veya oturarak rüku yapamazsa, namazı ayakta kılıp, rüku için başıyla işaret etmelidir. bunu da yapamazsa, rüku niyetiyle gِzlerini kapamalı ve zikrini sِylemeli ve rüku'dan kalkma niyetiyle gِzlerini açmalıdır. bundan da aciz olursa, kalbinden rükuya niyet edip onun zikrini sِylemelidir. m. 1058- ayakta veya oturarak rüku yapamayan kimse, rüku' yapmak için oturduğu zaman biraz eğilebiliyor veya ayakta olduğu zaman başıyla işaret edebiliyorsa, namazını ayakta kılıp rüku' için başıyla işaret etmelidir. ve ihtiyaten farz olarak başka bir namaz kılarak (namazını yenileyerek), rüku zamanı oturup eğilebildiği kadar rüku için eğilmelidir. m. 1059- rüku haddine yetişip vücudu sakinleştikten sonra, başını kaldırır ve tekrar rüku niyetiyle rüku miktarı eğilirse namazı batıldır. yine rüku miktarı eğilip vücudu sakinleştikten sonra rüku niyetiyle rüku miktarından fazla eğilirse ve tekrar rüku seviyesine dِnerse ihtiyaten farz gereğince namazı batıldır, namazı tamamlayıp sonra namazı yeniden kılması daha iyidir. m. 1060- rükunun zikri tamamlandıktan sonra tam doğrulmak ve vücut sakinleştikten sonra secdeye gidilmeli. eğer kasten doğrulmadan veya vücut sakinleşmeden secdeye gidilirse, namaz batıldır. m. 1061 - rükuyu unutur ve secdeye gitmeden hatırlarsa, doğrulup sonra rüku yapmalıdır yoksa doğrulmaksızın eğilmiş olarak rükuya dِnerse namazı batıldır. m. 1062- alnını yere koyduktan sonra rüku yapmadığını hatırlarsa, ihtiyaten farz gereği doğrulup rükuyu yapmalı ve namazı tamamladıktan sonra yeniden kılmalıdır. m. 1063- rükuya gitmeden ِnce ayakta düz durduğu halde tekbir alması, rüku da da dizleri geri çekmesi, sırtını düz tutması, boynunu çekip sırlıyla aynı seviyede tutması, ayaklarının arasına bakması, rüku'daki zikirden ِnce veya sonra salavat getirmesi, rüku'dan doğrulup düz durduktan sonra beden sakinleşince "semiallah-u limen hamideh" demesi müstehaptır. m. 1064- kadınların rükuda ellerini dizlerden yukarı koyması ve dizleri geri çekmemesi müstehaptır. secdem. 1065- namaz kılan kimse, farz ve müstehap namazların her rekatında rüku'dan sonra iki secde yapmalıdır. secde, alnın, her iki elin içinin, her iki dizkapağının ve iki ayağın başparmaklarının ucunun yere konmasıdır. m. 1066- iki secde birlikte bir rükündür. bir kimse farz namazda kasten veya unutkanlıkla her iki secdeyi terk ederse veya bunlara iki secde daha eklerse namazı batıldır. m. 1067- eğer kasten, bir secdeyi eksik veya fazla yaparsa, namaz batıl olur. yanlışlıkla bir secdeyi eksik yapmanın hükmü sonradan açıklanacaktır. m. 1068- alnını bilerek veya yanlışlıkla, yere koymazsa, diğer uzuvları yere gelse bile secde yapmamıştır. ama alnını yere koyar da yanlışlıkla diğer uzuvlarını yere koymazsa veya yanlışlıkla zikir sِylemezse secde sahihtir. m. 1069- secdede herhangi bir zikri sِylemek yeterlidir. ama zikrin-miktarı üç kere "subhanallah" veya bir kere "subhane rabbiyel a'la ve bi-hamdih"den az olmamalıdır. "subhane rabbiyel a'la ve bi-hamdih"ı üç veya beş veya yedi kere sِylemesi müstehaptır. m. 1070- secdelerde farz olan zikri sِyleme miktarınca bedenin sakin olması gerekir; müstehap zikir için de, eğer secdede sِylenmesi tavsiye edilen zikir niyetiyle sِylerse, bedenin sakin olması gerekir. m. 1071- alın yere gelmeden ve bedeni sakinleşmeden ِnce kasten secde zikrini sِylerse veya zikir tamamlanmadan ِnce kasten başını secdeden kaldırırsa namaz batıldır m. 1072- alnı yere değmeden ve bedeni sakinleşmeden, yanlışlıkla secdenin zikrini sِyler ve başını secdeden kaldırmadan da yanlışlığım anlarsa, bedeni sakin olduğu halde zikri yeniden sِylemelidir. m. 1073- başım secdeden kaldırdıktan sonra; zikri, bedeni sakinleşmeden okuduğunu veya secdenin zikri tamamlanmadan başım secdeden kıldırdığını anlarsa namazı sahihtir. m. 1074- secdenin zikrini sِylerken, yedi uzuvdan birini kasten yerden kaldırırsa namazı batıl olur, ama, zikri okumakla meşgul değilken, alnından başka uzuvlarını yerden kaldırır ve yeniden koyarsa sakıncası yoktur. m. 1075- secdenin zikri tamamlanmadan ِnce yanlışlıkla başını yerden kaldırırsa, yeniden alnını yere koyamaz ve onu bir secde saymalıdır. ama, eğer diğer uzuvlarını yanlışlıkla yerden kaldırırsa, ikinci kere yere koyup secde zikrini sِylemelidir. m. 1076- birinci secdenin zikri tamamlandıktan sonra oturmalı ve beden sakinleştikten sonra ikinci secdeye gitmelidir. m. 1077- namaz kılanın alnını koyduğu yer dizlerini ve (ayak) parmaklarım koyduğu yerden dِrt bitişik parmaktan daha aşağı ve daha yukarı olmamalıdır. m. 1078- eğimi doğru-dürüst anlaşılmayan eğimli yerde, ihtiyaten farz olarak namaz kılanın alnını koyduğu yer, ayak parmaklarını ve diz kapaklarını koyduğu yerden dِrt bitişik parmaktan daha yüksek olmamalıdır. m. 1079- alnını, yanlışlık yüzünden dizlerini ve ayak parmaklarını koyduğu yerden dِrt bitişik parmaktan yüksek bir şeye koyarsa ve, "secde halindedir" denmeyecek kadar yükseklik fazlaysa, başını kaldırıp, yüksekliği dِrt bitişik parmak veya daha az olan bir şeye koymalı veya başını dِrt bitişik parmak yüksekliğinde veya yükseklik daha az olan bir şeyin üzerine çekmelidir. eğer yüksekliği secde halindedir denilecek kadarsa ihtiyaten farz olarak alnın onun üzerinden yüksekliği dِrt bitişik parmak miktarı veya daha az olan şeyin üzerine (kaldırmadan çekmelidir. eğer alnını çekmesi mümkün değilse ihtiyaten farz olarak namazı tamamlamalı ve yeniden kılmalıdır. m. 1080- alınla secde edilen yer arasında bir şey olmamalı, mesela, mührün üzerinde alnın mührün kendisine temas etmeyeceği kadar kir olursa secde batıldır ama sadece eğer mührüm rengi değişmişse sakıncası yoktur. m. 1081- secdede elin içini yere koymalı, ama çaresizlik anında elin üstünün de sakıncası yoktur. eğer elin üstü mümkün olmazsa bileği koymalıdır; onu da koyamazsa, dirseğe kadar koyabildiği herhangi bir yeri koymalıdır. o da mümkün olmazsa, kolunu koyması yeterlidir. m. 1082- secdede, ayak başparmaklarının ucunu ihtiyaten farz olarak yere koymalı. ayağın diğer parmaklarını veya ayağın üzerini yere koyarsa ya da tırnağın uzun olması nedeniyle başparmağın ucu yere değmezse namaz batıldır. bir kimse meseleyi bilmemesi yüzünden namazlarını bu şekilde kılsa, ihtiyaten müstehap olarak yeniden kılmalıdır. m. 1083- ayak başparmağından bir miktarı kesilmiş olan kimse, geri kalanını yere koymalıdır; başparmağından hiçbir şey kalmamışsa veya kalan miktar çok kısa ise, ِbür parmaklan koymalıdır; eğer hiç parmağı yoksa, ayağının neresi varsa orasını yere koymalıdır. m. 1084- gِğüs ve karnını yere yapıştırmak gibi normal olmayan bîr şekilde secde ederse, ihtiyaten farz olarak namazı yeniden kılmalıdır. sِylenen yedi uzuv yere değse bile, ayaklarını uzatırsa, namazı yeniden kılmalıdır.
|