|
|||||||||||||||||||||
|
m. 1988- eğer on birinci ay tamam olmadan ضnce elinde bulunan sığır, koyun ve deveyi başka bir şeyle değiştirse veya nisap haddinde olan miktarı yine nisap haddinde olan aynı cinsten değiştirirse, meselâ, kırk koyun verip başka bir kırk koyun alsa, zekat onun üzerine farz olmaz. m. 1989- sığır, koyun ve devenin zekatını vermesi gereken bir kimse, onların zekatını başka malından verirse, sayılan nisap miktarından aşağıya düşmedikçe her yıl onların zekatını vermelidir. eğer zekatı onların içinden verir ve ilk nisaptan aşağıya düşerse zekat onun üzerine farz olmaktan çıkar. meselâ, kırk koyunu olan bir kimse, onların zekatını başka bir maldan verirse, koyunlarının sayısı kırktan aşağı düşmedikçe her yıl bir koyun vermelidir. eğer onların içinden verirse, tekrar sayılan kırka ulaşmayınca zekat farz olmaz. zekatin masrafim. 1990- insan, zekatı şu sekiz yerde sarf edebilir: fakir. yani kendisinin ve ailesinin bir yıllık masrafına sahip olmayan kimseye verebilir. fakat sanatı, mülkü veya sermayesi olup onlarla yıllık masrafını karşılayabilecek durumda olan kimse fakir değildir. miskin: fakirden daha güç bir durumda bulunan kimsedir. imam (as) ya da onun naibi tarafından zekatları toplamak, korumak, toplananların hesabını yapmak ve onları imam'a (a.s), naibine veya fakirlere ulaştırmakla gِrevlendirilmiş kimse. bِyle biri kendi zahmetlerinin karşılığını zekattan alabilir. 4- zekat verildiği takdirde islâm'a meyledecek veya savaşta müslümanlara yardım edecek kâfirler. yine, zekat verildiğinde imanları kuvvetlenecek imanları zayıf olan müslümanlar. 5- kِleleri satın alıp onları azad etmek. borcunu ِdeyemeyen borçluya vermek. ama aldığı borcu günah işlemede harcamamış olması gerekir, allah yolunda harcamak. yani cami ve medrese yapmak gibi genel dini menfaati olan işlerde, ya da kِprü yapmak, yollan ıslah etmek gibi faydası müslümanların umumuna ait olan işlerde. kısacası islâm ve müslümanlar için yararı olan her işte. 8- ibnissebil: yolculukta avare kalmış olan yolcu. bunların hükümleri ilerdeki meselelerde açıklanacaktır. m. 1991- fakir ve miskinin, kendisinin ve ailesinin bir yıllık masrafından fazlasını zekattan almaması ihtiyaten farzdır. eğer bir miktar para ve eşyası olursa, sadece bir yılın giderinden eksik kalan miktarını zekat alabilir. m. 1992- yıllık masrafına sahip olan bir kimse, eğer bunun bir miktarını sarf eder ve sonra geri kalanının bir yıl yetip yetmeyeceğinde şüphe ederse, zekat alamaz. m. 1993- sanatkâr, mülk sahibi veya tüccarın geliri yıllık masrafından az ise, yıllık masrafın eksik kalan kısmı için zekat alabilir. iş aletlerini, mülkünü veya kendi sermayesini masrafları için harcaması gerekmez m. 1994- kendisinin ve ailesinin yıllık masrafına sahip olmayan bir fakir, sahibi olduğu ve içinde oturduğu bir evi veya bir bineği olursa, bunlar olmadan yaşaya bilmiyorsa hatta, haysiyetini korumak için bile olsa zekat alabilir yine ev eşyası, tabak, yazlık, kışlık elbiseler ve ihtiyacı olduğu diğer şeyler de bِyledir. bunlara sahip olmayan bir fakir de bunlara ihtiyaç duyuyorsa bunları zekat ile satın alabilir. m. 1995- bir sanatı ِğrenmesi zor olmayan bir fakir ihtiyaten farz olarak sanat ِğrenmeli ve zekatla hayatını sürdürmemelidir. ama ِğrenme süresince zekat alabilir. m. 1996- fakir olan bir kimse, yine fakirim derse; insan, onun sِzüne güvenmese bile ona zekat verebilir. m. 1997- ضnceden fakir olmayan bir kimse ya da ِnceden fakir olup olmadığı belli olmayan bir kimse, fakirim derse, eğer onun sِzünden güven hasıl olmazsa ihtiyaten farz olarak ona zekat verilmemelidir. m. 1998- zekat vermesi gereken bir kimse, bir fakirden alacaklı ise onda olan alacağını zekatının karşılığı olarak hesap edebilir. m. 1999- fakir ضlürse ve malı borcu miktarınca olmazsa insan, onda olan alacağını zekatın karşılığı sayabilir. hatta eğer onun malı borcu miktarınca olur, ama borcunu vermezlerse veya başka bir sebeple insan alacağını alamazsa yine ondan alacağını zekat karşılığı sayabilir. m. 2000- bir şeyi fakire, zekatın karşılığı olarak veren insanın, bu zekattır demesi gerekmez. hatta, fakir utanıyorsa, malın zekat olduğunu bildirmeden zekat kastıyla ona vermesi müstehaptır. m. 2001- bir kimseye, fakir zannıyla zekat verip sonradan onun fakir olmadığını anlarsa ya da şer'i hükmü bilmemesi yüzünden fakir olmayan birisine zekat verirse; ona verdiği şey kalıyorsa alıp müstahak olan birisine verebilir; eğer verilen şey kalmıyorsa, alan onun zekat olduğunu biliyor veya ihtimal veriyor idiyse, müstahakka vermek üzere karşılığını ona vermesi gerekir. ama zekattan başka bir adla o adama vermişse, ondan hiç bir şeyi geri alamaz,. eğer müstahakkı tanımada ihmallik etmemişse mesela şer'i belirti (şahit) onun fakirliğine şahadet vermişse kendi malından bir daha vermesi gerekmez. m. 2002- bir yıllık masrafını karşılayabilecek durumda olsa bile borçlu olup borcunu ِdeyemeyen kimse, borcunu ِdemek için zekat alabilir; ama borç olarak aldığı şeyi günah iş için harcamamış olmalıdır; eğer günah iş için harcamışsa da tِvbe etmiş olmalıdır. bِyle olursa fakirlerin payından ona verilebilir. m, 2003- borçlu olup borcunu ضdeyemeyen bir kimseye zekat verdikten sonra, o kimsenin, aldığı borcu günah işte kullandığını anlarsa eğer o kimse fakirse, ona verdiği şeyi zekat olarak sayabilir. ama eğer o günahtan tِvbe etmemişse, ihtiyaten farz olarak ona verdiği şeyi zekat olarak sayamaz. m. 2004- borçlu olup borcunu ِdeyemeyen bir kimse, fakir olmasa bile, insan, onda olan alacağını zekat olarak hesap edebilir. m. 2005- harçlığı bitmiş veya bineği kullanılamaz olmuş bir yolcunun yolculuğu, günah yolculuğu olmaz ve borç ederek ya da bir şeyini satarak maksadına yetişme imkanı yoksa, kendi vatanında fakir olmasa bile, zekat alabilir. fakat başka bir yere vardığında borç alabilir veya bir şeyini satarak yol masrafını temin edebilirse, yalnızca onu oraya ulaştıracak miktarda zekat alabilir. m. 2006- yolculukta avare kalan bir kimse zekat alıp vatanına yetiştikten sonra, zekattan bir miktar artmışsa, onu seri hakime verip, zekat olduğunu bildirmesi gerekir. zekata müstahak olanlarin Şartlarim. 2007- zekat alan kimsenin on iki imama inanan şia (isna aşariyye) olması gerekir. bir kimsenin şer'i yoldan şia olduğu anlaşılır ve ona zekat verilir ve zekat telef olduktan sonra onun şia olmadığı anlaşılırsa tekrar zekat verilmesi gerekmez. m. 2008- Şiadan olan fakir çocuk veya delinin velisine, o çocuk veya delinin malı olması kastıyla zekat verebilir. m. 2009- eğer çocuğun veya definin velisine vermesi mümkün değilse kendisi ya da emin birisi aracılığıyla zekatı, fakir çocuk ve deliye sarf edebilir. fakat, zekatı onlara sarf ettiği zaman, zekat niyeti yapılmalıdır. m. 2010- dilenen bir fakire zekat verilebilir. ama zekatı günah yolda sarf eden kimseye zekat verilemez. m. 2011- açıkça büyük günahları işleyen kimseye, ihtiyaten farz olarak zekat verilmez. Şarap içen kimse de bِyledir. m. 2012- borçlu olup borcunu ِdeyemeyen kimsenin yıllık masrafı bir adamın üzerine farz olsa bile, borcunu ِdemesi için o adam ona zekat verebilir. fakat, eğer kadın veya masrafı üzerine farz olan başka biri, kendi masrafı için borç yapmış olsa, insan onun borcunu zekattan veremez. m 2013- insan, masrafını karşılaması üzerine farz olan kimsenin, meselâ daimi karısının, evladının, torunlarının, anne-baba ve dedelerinin masrafını zekattan veremez; ama eğer onların masrafını vermezse başkaları onlara zekat verebilir. m. 2014- eğer insan; oğluna, kendi kan ve kِlesine sarf etmesi için, zekat verirse, sakıncası yoktur. m. 2015- baba, oğluna ilmi, dini kitaplar alması için - oğlunun o kitaplara ihtiyacı varsa- zekat verebilir m. 2016- bir baba, evlenmesi için oğluna zekat verebilir; bir oğul da evlenmesi için babasına zekat verebilir. m. 2017- kocası tarafından masrafı karşılanan kadına ve yine masrafı karşılanmayan, ama onun masrafını karşılamak için kocasının mecbur edilmesi mümkün olan bir kadına zekat verilemez. m. 2018- siğe olmuş bir kadın, fakir olursa, kocası ve başkaları ona zekat verebilirler. ama kocasıyla, evlenirken, masraflarını karşılamayı şart koşmuşsa veya başka bir yِnden masrafını vermek kocasına farz ise; eğer kocası onun masrafını karşılayabilecekse veya kocasının onu masrafını karşılamaya mecbur edilmesi mümkünse, o kadına zekat verilemez. m. 2019- bir kadın, fakir olan kocasına, zekatı bizzat o kadının kendisi ve çocukları için harcasa bile zekat verebilir. m. 2020- seyyid, seyitten zekat alabilir, ama, seyyid olmayan birisinden zekat alamaz. fakat, eğer aldığı humus ve şer'i yollardan aldığı diğer şeyler onun masrafım karşılamaz da zekat almaya mecbur kalırsa, seyyid olmayanlardan da zekat alabilir. ama ihtiyaten farz olarak, yalnızca günlük masrafları için zorunlu olan miktarda almalıdır. m. 2021- seyyid olup olmadığı belli olmayan bir kimseye zekat verilebilir. zekatin niyetim. 2022- insan, zekatı, gurbet kastı ile yani âlemlerin rabbinin emrini yerine getirmek için vermelidir niyetinde de, verdiği şeyin mal zekatı veya fitre zekatı olduğunu belirtmelidir. ama, meselâ, buğday ve arpa zekatı üzerine farz olmuşsa, verdiği şeyin arpa zekatı veya buğday zekatı olduğunu belirtmesi gerekmez. m. 2023- üzerine birkaç malın zekatı farz olan bir kimse, bir miktar zekat verip onların hiç birisine niyet etmezse, eğer verdiği şey onlardan birisinin cinsinden olursa, o cinsin zekatı sayılır. eğer onlardan hiç birinin cinsinden olmazsa, hepsine taksim olunur. buna gِre kırk koyunun ve on beş mıskal altının zekatı üzerine farz olan bir kimse, meselâ, zekatın karşılığı olarak bir koyun verirse ve onlardan hiç birisine de niyet etmezse, koyunun zekatı olarak hesap olur. ama bir miktar gümüş vermiş ise, boynunda olan koyun ve altının zekatına taksim olunur. koyunu karşılık veya kıymet olarak verirse yine de taksim olunur. m. 2024- kendi malının zekatını vermesi için bir kimseyi vekil tutarsa, vekil, zekatı fakire verirken sahibi adına niyet ederse yeterlidir. m. 2025- eğer mal sahibi veya onun vekili, gurbet kastı olmaksızın zekatı fakire verirse; mal ortadan gitmeden ِnce, mal sahibinin kendisi zekata niyet ederse zekat sayılır. zekatla ilgili deĞiŞik meselelerm. 2026- insan, arpa ve buğdayın zekatını samanından ayırdığı zaman, üzümün zekatını kuruduğu zaman, hurmanın zekatını da ruteb hurma halini aldığı zaman fakire vermeli ya da malından ayırmalıdır. altın, gümüş, sığır, koyun ve devenin zekatını da on birinci ay tamam olduktan sonra fakire vermeli ya da malından ayırmalıdır. ama belli bir fakiri bekliyorsa veya bir yِnden üstünlüğü olan bir fakire vermek istiyorsa, ihtiyaten farz olarak zekatı ayırıp daha sonra o fakire vermelidir. m. 2027- zekatı ayırdıktan sonra müstahak olana hemen vermesi gerekmez, ama zekat verilebilecek durumda olan kimse mevcutsa ihtiyaten farz olarak zekat vermeyi geciktirmemelidir. m. 2028- zekatı, müstahak olana ulaştırma imkanı olan kimse, ulaştıramaz ve ihmali yüzünden de zayi olursa, onun karşılığını vermelidir. m. 2029- zekatı, müstahak olana ulaştırma imkanı olan kimse, vermez ve muhafazasında ihmal etmediği halde zayi olursa, zekatı vermeyi "hemen verdi" denmeyecek kadar ertelemişse, zekatın karşılığını vermesi gerekir; ama bu kadar geciktirmeyip, mesela iki üç saat geciktirmiş ve bu iki üç saat içinde zayi olmuşsa, eğer bu süre içerisinde müstahak olan kimseye ulaşma imkanı yoktuysa onun üzerine bir şey farz olmaz. ama eğer müstahakkı bulma imkanı vardıysa ihtiyaten farz olarak onun karşılığını vermelidir. m. 2030- insan, zekat için ayırıp bir kenara koyduğu malı kendisine alıp yerine başka bir şey koyamaz. m. 2031- zekat için ayrılmış maldan bir yarar elde ederse, mesela zekat için ayrılmış koyun kuzu doğurursa o da fakirin malıdır. m. 2032- zekatın ayrıldığı sırada müstahak birisi hazır bulunursa zekatı ona vermek daha iyidir; ama zekat vermek için hatırında tuttuğu daha iyi bir kimse varsa o başka. m. 2033- üzerine zekat farz olmadan ِnce, bir şeyi, zekat karşılığı olarak fakirlere verirse zekat sayılmaz; bu durumda, zekat farz olduktan sonra fakire verdiği şey zayi olmamışsa ve o fakirin fakirliği de devam ediyorsa, o fakire verdiği şeyi zekat olarak sayabilir. m. 2034- sığır, koyun ve devenin zekatını haysiyetli fakirlere vermek, zekat verdiği zaman kendi yakınlarını yabancılara, ilim ve takva sahibi kimseleri ilim ve takva ehli olmayanlara, dilenci olmayanları dilenci olanlara ِncelik tanıması müstehaptır; ama eğer başka bir yِnden bir fakire zekat vermek daha iyi olursa, zekatı o fakire vermesi m. 2035- zekatı açıktan, müstehap sadakayı ise gizlice vermek daha iyidir. m. 2035- zekat vermek isteyen kimsenin bulunduğu şehirde müstahak yoksa, zekatı da şer'en belirlenmiş diğer yollara sarf edemiyorsa, daha sonra müstahak birisinin bulunacağına da ümidi yoksa, zekatı başka bir şehre gِtürüp sarf etmesi gerekir, bu durumda o şehre gِtürme masrafları zekata aittir; eğer zayi olursa zâmin değildir. m. 2036- kendi şehrinde müstahak bulunsa bile zekatı başka bir şehre gِtürebilir, ama o şehre gِtürme masraflarını kendisi vermelidir; eğer zekat zayi olursa zâmindir; ancak sert hakimin izniyle gِtürürse zâmin değildir. m. 2037- zekat olarak verdiği buğday, arpa, kuru üzüm ve hurmayı ِlçtürme ve tarttırma masrafları mal sahibine aittir. m. 2038- iki miskal on beş nohut gümüş veya daha fazla zekat vermekle yükümlü olan bir kimse, bir fakire, iki miskal on beş nohuttan azını vermemesi ihtiyaten müstehaptır. yine gümüşten başka buğday, arpa gibi bir şey vermesi gereken kimse, bunların kıymeti iki miskal on beş nohut gümüş değerine ulaşıyorsa bir fakire bundan azını vermemesi ihtiyaten müstehaptır. m. 2039- bir müstahaktan, ona verdiği zekatı tekrar kendisine satmasını istemek zekat verene mekruhtur. eğer müstehak aldığı zekatı satmak isterse, onun kıymeti belirlendikten sonra, zekat verenin onu satın alması mekruhtur. m. 2040- bir kimse üzerine farz olan zekatı -ِnceki yıllara ait olsa bile- verip vermediğinde şek ederse, zekatı vermesi gerekir. m. 2041- fakir, mal sahibiyle, zekatı, miktarından az almak üzerinde anlaşamaz veya bir şeyi kıymetinden fazla olarak zekat karşılığı kabul edemez veya mal sahibinden aldığı zekatı ona geri bağışlayamaz. ama eğer maslahat olursa, borç olarak mal sahibine geri çevirebilir. fakat, çok zekat borcu olan bir kimse, fakir düşer de zekatı veremezse ve onu verecek duruma kavuşacağından da ümidi kesilirse, tِvbe etmek isterse o zaman fakir ondan zekatı alıp tekrar ona bağışlayabilir. m. 2042- insan, zekattan kuran, dinî kitap, duâ kitabı satın alıp vakfedebilir. hatta evladı veya masrafını karşılamak üzerine farz olan birisine de vakfedebilir. yine bu vakfın yِnetimini evladı veya kendisi üzerine alabilir. m. 2043- insan, zekattan bir mülk alıp onu evladına veya geçimini sağlamak üzerine farz olan birisine, aidatını kendilerine harcamak üzere vakıf yapamaz. m. 2044- fakir; hacca, ziyarete gitmek için veya benzeri bir şey için zekat alabilir. ama, eğer yıllık masrafı için zekat almışsa ayrıca ziyaret ve benzeri bir şey için zekat alamaz. ama "allah yolunda" harcanması gereken paydan almanın sakıncası yoktur. m. 2045- mal sahibi, bir fakiri malının zekatını vermek üzere vekil yapmışsa; eğer mal sahibinin sِzünden, o fakirin kendisinin almamasını kastettiği ihtimali verirse, o maldan kendisi için bir şey alamaz; ama eğer mal sahibinin bunu kastetmediğîne yakin ederse kendisi için de alabilir. m. 2046- deve, sığır, koyun, alün ve gümüşü zekat olarak alan fakirin aldıkları, zekatın farz olmasını gerektiren şartlan haiz olursa, yani nisap miktarına ulaşır ve tesadüfen üzerinden de bir yıl geçerse onların zekatını vermesi gerekir. m. 2047- üzerine zekat farz olan bir mala iki kişi ortak iseler ve onlardan birisi kendi payına düşen kısmın zekatını verir ve malı sonradan paylaşırlarsa; eğer, ortağının, payına düşen kısmın zekatını vermediğini bilirse, kendi payına düşen kısmı kullanması bile sakıncalıdır. m. 2048- humus veya zekat borçlu olan ve keffâret, nezir ve benzerini de vermesi gereken ve başkasına borcu da olan bir kimse, bunların hepsini ِdeyemediği takdirde humus ya da zekatı farz olan mal zayi olmamışsa ِnce onun humus ve zekatını vermelidir. ama eğer zayi olmuşsa, isterse elinde olan malla humus ya da zekatı verir ve isterse de keffâret, nezir, borç ve benzerini edâ eder; ama hepsinin arasında bِlüştürmesi daha iyidir. m. 2049- humus ve zekat borcu olan ve üzerine nezir ve benzeri şeyler farz olan ve borcu da olan kimse ضlür ve malı da bütün bunlar için kâfi gelmezse, bu durumda eğer humus ve zekatı farz olan mal da duruyorsa ِnce, humus ve zekatını vermeliler; malın geri kalan kısmını da sahibine farz olan diğer şeylere taksim etmeliler. eğer humus ve zekatı farz olan mal durmuyorsa malını humus, zekat, borç, nezir ve benzer şeyler arasında her birinin kendi oranına gِre bِlüştürmelidirler, meselâ, üzerine kırk lira humus farz olur ve yirmi lira da bir kimseye borcu olursa ve malının hepsi de otuz lira ise, yirmi lira humus karşılığı ve on lira da borçlarına verilmelidir. m. 2050- ilim tahsiliyle uğraşan ve ilim tahsil etmediği takdirde kendi geçimini sağlayabilecek olan bir kimsenin tahsil ettiği ilim farz veya müstehap ilimlerdense, ona zekat verilebilir. ama onun tahsil ettiği ilim farz veya müstehap ilimlerden değilse, ona zekat vermek sakıncalıdır. fitre zekatim. 2051- bir kimse, ramazan bayramı akşamı, bir kaç saniye bile olsa, güne; battığı zaman âkil, baliğ ve şuuru yerinde olur, fakir ve başkasının da kِlesi değilse, kendisi ve geçimini temin ettiği kimselerin her biri için, bir "sa" - yaklaşık üç kg.dır- buğday, arpa, hurma, kuru üzüm, pirinç, mısır veya benzerlerinden müstahak olana vermelidir. bunlardan birinin karşılığı olan parayı da verse yeterlidir. m. 2052- kendisinin ve ailesinin yıllık masrafını karşılayacak miktarda malı ve kazancı olmayan kimse fakir sayılır ve onun fitre zekatı vermesi farz değildir. m. 2053- ramazan bayramı akşamı, güneş batarken insanın ekmeğini yiyiyor sayılan kimselerin küçük olsunlar, büyük olsunlar, müslüman olsunlar, kâfir olsunlar geçimlerini sağlamak onun üzerine farz olsun veya olmasın, kendi şehrinde olsunlar veya başka bir şehirde olsunlar, fitre zekatlarını vermelidir. m. 2054- başka şehirde olup insanın ekmeğini yiyen bir kimseyi, malından kendi fitre zekatını vermek için vekil yapmışsa, ve onun fitre zekatını vereceğinden de eminse, kendisinin onun fitre zekatını vermesi gerekmez.
|